Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Albayrak ailesine yönelik saldırıya güçlü tepkisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Albayrak ailesine yönelik saldırıya güçlü tepkisi
14:00 - Temmuz 1 2020 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyaya yeni göz açan bir bebek üzerinden aileye saldıran alçakları ve temsil ettiklerini düşündükleri değerleri kovalamayacağız. Tabii ki, bu ephillianların her birinden işledikleri suçun kanun önünde hesabını isteyeceğiz. ”

Türkiye’nin başarılı bir ülkeye giriştiği Erdoğan’ın patlak vermesiyle dünyanın memnuniyetle izlediğine dikkat çekerken, “Temizlik, maskeler, taçlandırma başarımız mesafe konusunda daha katı kurallara uyacaktır. Özellikle bazı ülkelerin orta kısıtlayıcı politikalarındaki net başarıya rağmen Avrupa’da Türkiye’ye doğru izlenmesi politik bir sebep değil, ülkemizden önce adım adım önümüze çıkan her engelin üstesinden geleceğiz Normalleşme takvimi ile salgın sırasında askıya alınan tüm ticari faaliyetler başladı. üretim ve istihdamı destekleyecek kaynaklar Her ne kadar birisi içeride ve dışarıda kötümser olsa da ülkemize güveniriz ve hedeflerimize ulaşacağımıza inanırız.Hazirana dair ilk veriler bu yönde umut verici gelişmeler olduğunu gösteriyor. Temmuz ayına daha büyük bir sıçrayış. Yıl sonuna geldiğimizde, 2020 yılını kapatacağımızı umuyorum. herkesi şaşırtan bir büyüme oranı ile tüm dünyada, özellikle Avrupa’da, kayıp. ”

Erdoğan, tüm yılı kapsayan yoğun bir açılış takvimi olduğunu söyledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu açılışların bir kısmını bizzat yerine, bir kısmını telekonferanslara katılarak gerçekleştireceğiz. Cuma günü Konya Ovası sulama, Cumartesi günü Kartal Devlet Hastanesi ve Gelir İdaresi Ataşehir Hizmet Binası ile Pazar günü yapımı tamamlanan hidroelektrik santralleri açıyoruz. ”

Terörle mücadele operasyonlarını ele alan Erdoğan, “Ülkemizin sınırları içinde ve dışında güvenliğini kesintisiz sürdürmek için çalışmalarımıza devam ettik. Ayrılıkçı terör örgütüne tarihinin en büyük darbeleriyle vurduk. Herhangi bir şehit ve güvenlik görevlisinin kanını yerde bırakmadık. Irak sınırlarımızda yaklaşık 40 yıldır üs olarak kullanılan alanları teröristlerden tek tek temizliyoruz. Suriye’deki terör örgütünü adım adım takip ediyoruz, arkasına kim gizlerse, gerektiğinde başlarını eziyoruz. Her fırsatta muhataplarımıza, hiçbir bölgesel hesabın ülkemizin güvenlik emsallerinin önüne geçemeyeceğini söylüyoruz. ”

Doğu Akdeniz ve Libya’da da benzer bir mücadele yaşadıklarını belirten Erdoğan, “Libya’nın meşru hükümetinin ülkenin birliği, bütünlüğü ve geleceği için verdiği mücadeleyi destekliyoruz. Konuşma söz konusu olduğunda, kimseye demokrasi, insan hakları ve hukuk bırakmayan bazı devletlerin darbe çizicileri silahlandırması gerektiği ifadesiyle devam ediyoruz. Türkiye, Libya halkını darbenin insafına bırakmayacak, uluslararası meşruiyet sınırları içinde hareket etmeye devam edecektir. Pandemi döneminin, Türkiye’nin insan haklarını ve yasalarını engellemeye yardım etmek için kulaklarındaki vatandaşların çığlıklara karşı tutumunu sorgulama hakkı yoktur. Dünyanın 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamaya doğru ilerlemesi, özellikle de bazılarının hala sömürge reflekslerinden kaçamaması kendi utanç kaynağıdır. Medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız ilhamla kendimiz ve arkadaşlarımız için doğru şeyleri yapmaya devam edeceğiz. ”

İllere hitaben yaptığı konuşmada Erdoğan aşağıdaki uyarıları yaptı:

“Kapıları halka 24 saat açık olmayan, halktan kopmayan bir il cumhurbaşkanı, herkes için endişelenmiyor, çözülebilecek herhangi bir soruna uymuyor, asla AK Parti’ye uymuyor. Klasik medya, sosyal medya, dijital fırsatlar elbette önemlidir, ancak hiçbiri yüz yüze iletişimin yerini alamaz. Politika, kalbindeki sıkıntı veya neşeyi hissetmeden gözlerine bakmadan bir kişiye dokunmadan yapılamaz. Yukarıdan insanlara bakarak siyaset tek partili CHP’nin ve onu takip eden faşistlerin yöntemidir. CHP geleneği halka rağmen siyasete dayanıyor. Siyasi geleneğimiz ulusa ve ulusa dayanır. Politikamızda hak ve halkın rızası olmadan hiçbir şey bulunamaz. Bu şekilde davrandığımız, mücadele ettiğimiz ve hizmet ettiğimiz sürece hiç kimse AK Parti’yi Allah’ın izniyle engelleyemez. ”

Kongreyi hastalık tehdidi karşısında duraklatmak zorunda olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ağustos sonu itibariyle kongrelerine devam edeceklerini söyledi. Kongreleri temizlik, mesafe ve maske koşullarına göre yapacaklarının altını çizen Erdoğan, “Hedefimiz bölge kongremizi Ekim ayı sonunda tamamlamak ve il kongrelerine geçmek. İl kongrelerimizi 4 ayda bitirmeyi planlıyoruz. Ardından 7. en büyük kongre tarihimizi açıklayacağız. Bu süreçte, değer temelli politikayı benimseyen çalışkan, gayretli ve yetenekli arkadaşlarımızla personelimizi zenginleştirmek istiyoruz. Bunun için çok dikkatli çalışıyoruz. Düğümleri düğümlerle örüyoruz ve 2023 kadromuzu oluşturuyoruz. Kalbimiz, AK Parti ailesinden, yollarından şaşkın olan, kibirleriyle yakalanan, hırslarını aklının nedeninin önüne koyanlar dışında, tek bir bireyin düşüşüne rıza göstermeyecektir. ”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dördüncü çocuğunun Twitter’da doğduğunu duyurması üzerine yaptığı yorumları değerlendiren Erdoğan, “Bana inanan, hatta benimle konuşmak kalbim acıyor. Bir aile olarak, birkaç gündür böyle incitici bir sorunla karşı karşıyayız. Sekizinci torunum Hamza Salih önceki gece doğdu. Rabbim, cezaevi çocuklarımızla Hamza Saleh’e iyi, sağlıklı ve uzun bir hayat versin. Berat Bey, oğlunun doğumunun sevincini yazdığı bir sosyal medya mesajıyla paylaştı. Bu mesaj altında on binlerce kişi tebriklerini ve iyi dileklerini ifade eden yorumlar yazdı. Bununla birlikte, sayıca az olsalar bile, ahlaklarını, onurlarını, haysiyetlerini ve hatta insanlığını almayanlar, kalbi karartmış, bu güzel iklimi içinde kötülük gösteren hakaretlerle kirletmeye çalışmıştır. Yargı ve kolluk kuvvetlerimiz derhal harekete geçti ve bu sahtekârlığı belirlemeye ve işlemeye başladı. Gözlerini dünyaya yeni açmış bir bebek üzerinde aileye saldıran alçakları ve temsil ettiklerini düşündükleri değerleri kovalamayacağız. Tabii ki, bu ephillianların her birinden işledikleri suçun kanun önünde hesabını isteyeceğiz. ”

Daha önce farklı vesilelerle benzer saldırılar yaşadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde bitirdi:

“Son yıllarda, hem medyanın kontrolünün olmaması hem de organize saldırıların kolaylaştırılması, bu tür ahlaksızlıkların artmasında rol oynadı. YouTube’a karşı olmanın ne demek olduğunu anlıyor musunuz, neden Twitter, neden Netflix, neden sosyal medya böyle? Bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırmak için. Bunlar ahlak değil. Biz, ahlaki değerleri yüksek bir ulusun soyundan geliyoruz ve bu ulusa layık olmayan bu gelişmeleri yaşamak istemiyoruz. Burada odaklanmamız gereken temel konu medyanın ve özellikle sosyal medya kanallarının nasıl böyle bir çürüklüğün aracı haline geldiğidir. Yalan, iftira, kişisel haklara saldırı ve itibar suikastlarının gerçekleştiği bu kanalların düzene girmesi zorunludur. Bu tür medya bu millete, bu ülkeye uymuyor. Bu nedenle bunları mümkün olan en kısa sürede parlamentoya getiriyoruz ve parlamentonun bu tür sosyal medya kanallarının tamamen kaldırılmasını kontrol etmesini istiyoruz. Sosyal medya kanallarını kontrol eden küresel şirketler, Batı ülkelerinde açtıkları ajanslar aracılığıyla içerikle ilgili her türlü yasal ve finansal sorumluluğu üstlenmektedir. Bunun aksine, Türkiye’nin bazı yerlerinde bundan kaçınmaya çalıştıklarında ısrar ettiler. ailemize ne oldu Türkiye Cumhuriyeti yaşamak için her biri 83 milyon. Kimse nefsini koruma hakkını alamaz. Bir kişinin yüzüne karşı yapıldığı zaman suç olan her şey, medyada ve sosyal medyada yapıldığında aynı sonuçla karşılaşmalıdır. İnternet kanallarını kullananlar suça layık değildir. Hak arama ve önleme yolları, yasaların suçu, özellikle cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, sahtekarlık, suça tahrik, terörist propaganda, hakaret gibi konularda gördüğü her konuda açık olmalıdır. Ulusumuza karşı sorumluluklarımız, bu doğrultuda gerekli mekanizmaların kurulmasını ve işletilmesini gerektirmektedir. Amerikalılar, Avrupalılar ve Çinli insanlar bu fırsata sahipken, 83 milyon Türk vatandaşının sosyal medya terörüne bağlı kaldığını kabul edemeyiz. Bu konuda kapsamlı bir yasal düzenleme üzerinde çalışıyoruz. İnternet ve sosyal medya kanallarının ülkemizde en kısa zamanda yasal ve finansal muhataplar kurması için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız. Yasal düzenleme tamamlandığında, erişim engelleri, adli ve mali yaptırımlar dahil olmak üzere tüm yöntemleri uygulayacağız. Türkiye bir muz cumhuriyeti değil. Bu ülkenin idari ve adli kurumlarını görmezden gelenleri görmezden geliyoruz. Hukukun üstünlüğü demokrasinin vazgeçilmez bir koşuludur. Eğer gerekli olanı yapmazsak, demokrasi ve hukuka aykırı oluruz. Buradan Adalet Bakanlığımıza, Meclis grubumuza ve tüm ilgili kurumlara ilgili düzenlemeyi hızlı bir şekilde hazırlamaları ve yürürlüğe koymalarını tavsiye ediyorum. Umarım yasama dönemi bitmeden bu konuyu ele alacağız. Şimdi kimin ne söylediğinin yerine ülkemizin neye ihtiyacı olduğu sorusunun cevabını arayacağız. Türkiye’ye karşı çifte standart uygulayanlar da kendi başlarına ayrılıyor ve kendi onurlarında ilkesiz. ”

İlker Turak

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi