Yargıtay, işçiyi takiben patrona ‘dur’ dedi

Yargıtay, işçiyi takiben patrona ‘dur’ dedi
10:00 - Ağustos 3 2020 Pazartesi

Özel bir şirkette çalışan mühendis, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir nedenle sona erdirildiğini belirterek İş Mahkemesine başvurdu. Davalı işverenin kovuşturmaya itiraz etmesini ve davalı işverenin, dört haftalık ihbar tazminatı tutarının ödenmediğini iddia ederek icra reddi tazminatı ödemesine mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemede ifade veren sanık işveren, davacının işvereni yanlış yönlendirdiğini, kariyer alanlarına iş başvurusu yaptığını ve istihdamın başlangıcında olmayan koşulları varmış gibi sosyal medyada rakip şirketlerle görüştüğünü iddia etti sözleşme. Bilgisayarının güvenlik amacıyla izlendiğini ve davacının USB belleğinin şirket aracındaki araba yıkama şirketi tarafından bulunduğunu ve şirkete ait olan kişisel bilgilerin ve davacının USB’nin kontrolünde bulunduğunu belirtti. Davacının danışmanlık firmalarına, meslektaşlarına, şirketi bozacak şekilde ifadeleri kullanarak işinden memnun olmadığını ve iş sözleşmesinin 25. madde uyarınca haklı sebeplerden dolayı feshedildiğini söyledi. 4857 sayılı İş Kanununun II.

Mahkeme, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna uygun olarak davayı reddetmeye karar vermiştir. Davacı mühendis karara itiraz ettiğinde, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi yürürlüğe girdi. Yargıtay’ın kararında, “Somut anlaşmazlıkta, davacının şirketin gizli bilgilerini şirket dışına çıkardığını ve duruşma sırasında dinlenen davacı ve sanıkların çalışmaları yürütebildiğini iddia etti. Davalı, zaman zaman davacının, işyerinin işyerinden çıkarılmaması gereken işyeri bilgilerini çıkardığına dair somut bir kanıt sunmamıştır.Diğer yandan, dosyanın kapsamına göre, davacı çalışma döneminde kariyer sitelerine girmiş, sohbet sitelerinde biraz zaman geçirmiş ve bazı arkadaşlarına işverene anlatmış olmasına rağmen, şirketin vazgeçmemeye rehberlik ettiği düzeltilmiş olsa da, işverenin şirketten vazgeçmemesi nedeniyle yanlış davranması bir araç, fuarlara katılmama konusunda çeşitli mazeretler üretiyor ve iş sözleşmesinin başlangıcında olması gereken nitelikler hakkında yanlış bilgi veriyor. Bilgisayarına yerleştirdiği özel bir izleme programı ile elde etti. Davalı işveren, işçinin bu izlemenin farkında olduğuna veya takip hakkında bilgilendirilmediğine dair somut bir kanıt sunmamıştır. Bu durumda, davacının çalışanının bilgisayarındaki klavye tutucu adı verilen programdan haberdar olmaması durumunda, bu konuda işverene bilgi verilmemesi durumunda, elde edilen bilgilerin fesih nedeni olarak iddia edilemeyeceği düşünülmelidir. ve tüm kayıtların işveren tarafından özel veya işle ilgili herhangi bir bilgi ayrımı yapılmaksızın davacının rızası için elde edilmesi. . Yönetim hakkı nedeniyle işverenin işçiyi elektronik olarak izlemesi ve takip etmesi her zaman mümkündür. Ancak bu, çalışanın bu izleme hakkında bilgilendirilmesini gerektirir. İşçinin izlendiğini veya gizlice izlendiğini bilmese bile, bu izleme sonucunda elde edilen veriler, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edildiğini açıkça belirtmiş olsa bile yasadışı olarak değerlendirilmelidir. Durum böyle olmakla birlikte, somut davada işverene gizli fesih nedeniyle elde edilen bilgilerin haklı bir fesih nedeni olarak sunulmasının mümkün olmadığı kabul edilmelidir. Mahkeme, feshin haklı olmadığı ve davacının tazminat alma hakkı olduğu sonucuna varmakla birlikte, davanın yazılı gerekçeyle reddedilmesi kararı yanlıştı ve kararın bu nedenle geri alınması gerekiyordu. İtiraz edilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması oybirliğiyle çözülmüştür. ”

İşverenin yanlış olduğunu belirten Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, “İşçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıklar her geçen gün artıyor. Farklı ve farklı konular gündemde. Teknoloji ve bilgisayarların yoğun kullanımı sonucunda, işverenler çalışanlarının bilgisayarda iş yapıp yapmadığını kontrol etmek istemektedir. İşverenin, çalışanını izlemek için bilgisayara bir program koyması ve takibi sonucunda işini yapmadığını belirlemesinin haklı bir nedeni değildir. Bu konuda somut bir kararda, işveren işverenin çalışanını hiçbir şekilde takip edemez. Haklı olsa bile, bu işveren takip çalışanına söylemezse haksız hale gelir. ”

İşverenleri uyaran Erdursun, “Personelin çalışıp çalışmadığını veya iş sırasında gerçek performanslarını gösterip göstermediklerini takip etmek, işverenin doğru olduğunda haksız bir duruma düşmesine neden oluyor. Kesinlikle, personel bunu bilmek gerekiyor. Aslında, bu bilgileri yazılı olarak bildirmek ve imzalamak gerekir. 30 yaş ve altındaysanız işten çıkarılır ve kıdem tazminatı verilir. “30 günden fazla çalışan varsa, çalışan bir iade davası açabilir.”

Abdullah Çibir

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi