Sapanca Gölü’nün dibini ilk kez göreceksiniz.

Sapanca Gölü’nün dibini ilk kez göreceksiniz.
17:00 - Ocak 5 2021 Salı

İki şehir arasında yer alan, doğu ve batıya uzanan Sapanca Gölü’nün doğu kısmı Sakarya ili, batısı Kocaeli sınırları içindedir. Her iki şehrin içme suyu ihtiyacını karşılayan ve doğu-batı yönünde 16 kilometre, kuzey-güney yönünde 5 kilometre uzunluğuyla tektonik kökenli bir tatlı su kaynağı olan Sapanca Gölü, bin bir adetle kendine hayran bırakıyor. güzellik. Yeşil ile mavinin buluştuğu Sapanca Gölü’nün eşsiz güzelliği su altından ve havadan görüntülendi. Sualtından çekilen görüntüler nefes kesici olurken havadan izlenen göl büyüledi.

Sapanca Gölü’nü dalış ve diğer eğitimler için aktif olarak kullandıklarını belirten Sakarya Atlantis Su Sporları Kulübü Başkanı Yusuf Serdar Aldanmaz, gölün yüzeyi kadar zenginliklerle dolu olduğunu söyledi. Birden fazla canlıyı barındıran göle daldığında duygularını aktaran Aldanmaz, su altındaki çimlerin orman etkisi yarattığını vurguladı.

Suyun altında çok zenginlik var

Sakarya Atlantis Su Sporları Kulübü Başkanı Yusuf Serdar Aldanmaz, su altında yüzerken çok farklı bir zenginlik olduğunu vurgulayarak, “Sapanca Gölü’nü dalış ve diğer eğitimlerimizde yaklaşık 12 yıldır aktif olarak kullanıyoruz. Gölün uzun ömürlü sürdürülebilirliğini sağlamak ve daha fazla korumak için bir dizi etkinlik düzenliyoruz. Sapanca Gölü, Sakarya’nın en büyük zenginliklerinden biri olan dünyadaki ender göllerden biridir. Kendini yenileyebilir, su altında beslenir ve aynı zamanda Kırkpınar ve Yanık yakınlarındaki dağlardan gelen akarsularla göl beslenebilir. Canlı nüfusumuz zengin gölde, çok sayıda balığımız var. Ayrıca insanların ıstakoz olarak bildiği yayın balığı, sazan, turna, kızılkanat, göz farı, tatlı su kereviti adında bir kerevitimiz var. Göl aslında çok zengin bir bölge. Su altındaki bitkilerle normal temizliğini sağlar. Sapanca Gölü oldukça keyifli bir göl, insanlar dışarıdan bakıldığında göl kenarında manzaranın veya mesire yerinin tadını çıkarabiliyor. Ama su altına indiğimizde çok farklı bir zenginlik var. “Canlıların çoğunu su altında görebiliyoruz, onlarla yoğun bir şekilde karşılaşabiliyoruz” dedi.

Dalış insanları meraklandırır

Sapanca Gölü’nde yaptıkları dalışlarla sualtının zenginliğini insanlara gösterdiklerini belirten Aldanmaz, “Sapanca Gölü’nde tüplü dalış, insanların ilgisini çeken ciddi bir aktivite. İl dışından çok sayıda misafir geliyor, dalış yapıyoruz, Sapanca Gölü’nü tanıtıyor ve sualtının zenginliğini gösteriyoruz. İnsanlara inanılmaz bir zevk veriyor. Suya geldiğimizde su yüzeyindeki sıcaklık yazın 25-26 derece civarındadır. Ama yazın 7-8 metre altına indiğimizde su sıcaklığı ortalama 16 dereceye kadar düşüyor. İnsanları meraklandıran ciddi bir soğuk algınlığı yaşıyoruz. Sapanca Gölü’ne daldığımızda 6-7 metrede su bulutu gibi bir katmanla karşılaşıyoruz ve altına indiğinizde 10 derecelik ciddi bir sıcaklık değişimi oluyor. İnsanları biraz etkileyebilecek şok havuzunda gibisiniz. “Bu Sapanca için büyük bir servet ve nimettir.”

Terapi gibi yatıştırıcı etki

Suyun altındaki anlarını anlatan Aldanmaz, “Buradaki en önemli faktör, şehrimizdeki insanlar ve insanlar dalışa geldiklerinde sadece suyun tepesini gördüler ve altında ne olduğunu kimse bilmiyordu. Suyun altına girdiğinizde, yaşayan nüfus ne kadar zengin, kıyı bölgelerindeki otların orman etkisi yaratması, labirent benzeri tünellerden geçip resmen çimenlerle dans eden bir pozisyonda dalış yapıyorsunuz ve bu çekici. insanlara. Göle daldığınızda, bir ovada dolaşıyormuşsunuz hissi veriyor. Derinlik algısı kaybolur, gökyüzünü göremezsiniz, gün ışığı tamamen kaybolur ve tamamen kendi başınızasınız. Çevrenizde görebildiğiniz hiçbir şey yok, ses duymuyorsunuz, sadece su altındaki canlılarla birliktesiniz. Tüplü dalışta beni en çok etkileyen şey su altındaki sessizlik. Suyun altına girdiğinizde sadece regülatörünüzün sesini duyarsınız, bunun dışında farklı bir ses veya sizi rahatsız eden herhangi bir durumla karşılaşmazsınız. “Bir terapi gibi geliyor, rahatlatıcı etkisi çok ciddi”.

Suyun altında tamamen farklı bir dünya

Atlantis Su Sporları Kulübü’nde Dalış Eğitmeni olan Erdal Güler, su altındaki balık ve bitki popülasyonlarının çeşitliliğine değinerek, “Ben su altı fotoğrafçılığı yapıyorum. Geçtiğimiz aylarda İstanbul’dan çok ünlü bir sualtı fotoğraf grubu geldi ve fotoğraf çektirdi. Sualtı canlılarının envanterini hazırladılar. Böylelikle gölde su çekilmeye devam ederse, bu gölü kaybedersek, bundan sonra bu güzellikleri görüp fotoğraflayamayabiliriz. Bu güzellikleri kaybetmemek için daha bilinçli olmamız gerekiyor. Su altında çok sayıda balık ve bitki popülasyonu var. Sayabileceğimiz balıklar arasında; Sazan, turna ve kerevit gibi birçok canlı var. Suyun altında bambaşka bir dünya, içeri girdiğinizde yukarıdaki her şeyi unutuyorsunuz. Tüm dertler ve endişeler aşağıda kalıyor ”.

Burak Can Tokyürek – Orkun Kaya

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi