Prof.Dr.Oğuztürk: ‘El sıkışmak da tehlikelidir’

Prof.Dr.Oğuztürk: ‘El sıkışmak da tehlikelidir’
15:00 - Aralık 20 2020 Pazar

Covid-19 enfeksiyonunda temasın çok riskli olduğunun altını çizen Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdare ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, “Covid-19’un ilk günlerinden itibaren enfeksiyon, maske, mesafe ve hijyen kurallarının istisnasız uygulanması gerektiğini vurguluyoruz. Tokalaşmanın tavsiye edilmediği bu dönemde alternatif selamlar gündeme geldi. Bunlardan ikisi el sıkışarak dirseğe dirseğini sallıyor. Bunlar çok açık olmak gerekirse, virüsün yayılması açısından bir risk oluşturmaktadır. Eski geleneksel selamlarımızdan biri, ellerimizi göğsümüze getirerek selamlamaktır. Bunun uygulanmasını özellikle kendi adıma tavsiye ediyorum. Çünkü mesafe kavramı var. Yumruk veya dirsek tokalaşma şeklinde bir antrenmana geçtiğimizde, 1 buçuk metreden az mesafe ile karşı tarafla yan yana olacağız. Bu, kurallar açısından istenmeyen bir durum ve bu kuralı ihlal edeceğiz ”dedi.

“El sıkışmanın yapılmaması gerektiğine inanıyorum”

Covid-19 virüsünün damlacıklar yoluyla bulaştığını belirten, bu nedenle eldeki bir virüs parçacığının el sıkışma sırasında karşı tarafa geçebildiğini belirtti. Hakan Oğuztürk, “Kontaminasyon riski açısından elin iç tarafında bir mikroorganizmanın bulunması, dorsal dediğimiz elin arkasındaki bu virüsün varlığını gündeme getiriyor. Virüs sadece el sıkışmamız sırasında elimizin içinden bulaşmayacaktır.Bu mikroorganizma o elin arkasında bulunuyorsa ve ayrıca parçacıklar şeklinde yayılıyorsa, elinize dokunduğunuzda ciddi enfeksiyon riski altındasınız. Enfeksiyondan kısa bir süre sonra ağız, burun veya gözler. Bu anlamda yumruk yumruğa el sıkışma yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Kontaminasyon açısından risk teşkil ettiğini söyleyebiliriz “dedi.

“Vaka sayımız yüzde 25 civarında azaldı”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı üzere Ankara Şehir Hastanesi Acil Kliniği’nde azalma olduğunu belirten Prof.Dr.Oğuztürk, “Özellikle hastanede uygulanan kısıtlama önlemleri nedeniyle hasta sayımızın azaldığını söyleyebiliriz. hafta sonu ve hafta içi uygulanan kısıtlama önlemleri veya vakaların ciddi şekilde yayılmasını engelleme girişimleri nedeniyle.

“Ben de aşı olacağım”

Covid-19 ile mücadelede çıkış noktasının aşı olduğunu ve inaktif virüs aşılarının bu konuda güvenilir olduğunu vurgulayan Oğuztürk, “İnaktif virüs aşısı, dünyada eski çağlardan beri kullanılan bir teknikle üretilmiş bir aşıdır. Bu anlamda, bu teknik diğer mikroorganizmalara karşı kullanılmıştır. Firmaların Covid-19 hastalığı için üretilen inaktif aşıların Faz-2 çalışmaları ve Faz-3 çalışmaları hakkında verdiği bilgilere göre şimdiye kadar ciddi bir yan etkisinin olmadığı biliniyor. Zaten 3. fazın Türkiye’yi okuduğu ülkelerden biri. Ülkemizde arkadaşlarım dahil bu çalışmalara katılan kişilerde ciddi yan etki görmedim. Öte yandan antikor seviyeleri dediğimiz bu maddelerin virüse karşı bağışıklığı önemli ölçüde arttığını da gördük. Bu anlamda inaktif bir virüs aşısı olan bu aşının ciddi yan etkileri olmadığı ve virüse karşı ciddi bağışıklık yarattığı için gönül rahatlığıyla yaptıracağım.

Utku Şimşek – Nurullah Geylani

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi