MHP Genel Başkanı Bahçeli: ‘Yangınlar son zamanların en trajik olayları arasında yer alıyor’

MHP Genel Başkanı Bahçeli: ‘Yangınlar son zamanların en trajik olayları arasında yer alıyor’
13:00 - Ekim 13 2020 Salı

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de yaptığı konuşma gündeminde değerlendirmede bulundu. Son dönemde yaşanan orman yangınlarına dikkat çeken Genel Başkan Bahçeli, “Yangınların doğal ortamlarında nasıl çıktığı konusunda araştırmalar ve araştırmalar devam ediyor. Ağacımızı, doğamızı, halkımızı ya da kim bulunup en ağır şekilde cezalandırılırsa sabote eden, vazgeçilmez bir hedeftir. Özellikle “Ateş Çocukları” adlı bir oluşum olan PKK aygıtı tüm dikkatleri üzerine çekti ”dedi.

“Yangınlar son zamanların en trajik olayları arasında”

MHP Başkanı Bahçeli, ormanı topraktan ayrı düşünmenin, hayal etmenin ve yorumlamanın mümkün olmadığını belirterek, “Orman demek araziyi kastediyor. Hatay’ın Belen ilçesinde 9 Ekim Cuma günü ormanlık alanda çıkan yangın, rüzgarın etkisiyle yerleşim yerlerine sıçradı. Daha sonra İskenderun ve Arsuz’a yayıldı. Evleri yanan ve riskli bölgelerde yaşayan vatandaşlarımız, bulundukları mahallelerden güvenli bir şekilde tahliye edildi. Hatay’da 9’u ormanlık alanda, 6’sı kırsal kesimde olmak üzere 15 yangın vakası tespit edildi. Neyse ki, yangınlar zor da olsa kontrol altına alındı. Gönlümüzü ağzımıza getiren felaket, işiten ve gören herkeste korkuya neden olmakta, yerel halkımızı ve doğal güzelliklerimizi ciddi şekilde etkilemiştir. “Hatay ve Kahraman Maraş’ta çıkan yangın, son zamanların en trajik olayları arasında yer alıyor, tarım alanlarını çöle çeviriyor, ağaçları yok ediyor, Maraş’ta bitki ve hayvanları katletiyor” dedi.

Osmaniye ve Trabzon’daki orman yangınlarının büyük bir kayıp ve üzüntü yarattığına değinen Bahçeli, “Yangınların nasıl çıktığı konusunda araştırma ve araştırmalar doğal seyrinde devam ediyor. Ağacımızı, doğamızı, halkımızı ya da kim bulunup en ağır şekilde cezalandırılırsa sabote eden, vazgeçilmez bir hedeftir. Özellikle PKK aygıtı “Ateş Çocukları” adlı bir oluşum tüm dikkatleri üzerine çekti. Bilindiği üzere ayrılıkçı terör örgütü, 2019 yılında ‘Ateşin Çocukları Girişimi’nin kurulduğunu ve bu hain grubun kibrit ve çakmaklarla savaşacağını duyurdu. Bu suçluların ilk eylemi, 11 Temmuz 2019’da Fethiye’de çıkan orman yangınında görüldü. Bu teröristler, Hatay’daki sözde kutsal ateşi de selamlayarak yangınların sorumluluğunu üstlendi. Yangının kalıtımsal nitelikte çocukları olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey varsa o da; “Bunlar iblisin çocukları, ifridin türleri, ihanetin çakalları.” Çocukları esasen bilinmeyen bu sahtekarların kısa sürede yakalanması ve oldukları kadar yakılması, üstelik her türlü kötülük ve iğrenç eylemde hesaba katılması en acil hukuk gereğidir. yapılmış.

“Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin hakikat ve hakikat lehine tavrını hiç gördünüz mü?”

Son dönemde çıkan yangınlara bazılarının sessiz kaldığını hatırlatan Bahçeli, “Dün anne sütüyle beslenen bebeklerimize kurşun sıkanlar bugün ormanlarımızı yaktı, canlıları ateşe verdiler. Dün sözde öz yönetim reklamlarıyla ülkemizin bir bölümünü işgal ettiler, bugün ağaçlarımıza, kuşlarımıza ve yeşil bitki örtüsümüze nefret saçtılar. Dün masum halkımızı, Mehmet’leri, polisleri ve korucuları öldürdüler. Bugün aynı yerdeler. Üzücü gelişmeler karşısında entelektüel yazıların tepkilerini duydunuz mu? Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi’nin hakikat ve hakikat lehine tavrını hiç gördünüz mü? Bizden savaşa hayır beyanları sunmamızı ve çözülme, çürüme ve çöküşe boyun eğmemizi talep eden, akıl ve yürekten büyülenmiş işbirlikçi çetenin itirazına hiç rastladınız mı? Peki Demirtaş’a yönelik iddiaları şeref madalyası olarak gören CHP Genel Başkanı konuştu mu? Büyük olanı bırakın, en küçüğünden herhangi bir sistem duyuldu mu? Kılıçdaroğlu namus hakkında ne anlar, namus deyince aklına ve hafızasına ne gelir? Hayatı ve doğayı kasteden hainlerin elebaşı Demirtaş’a, evlerinin kapılarını açması için bir kıta bekleyenlere nazlı bir kahvaltı rezervasyonu yaptıranlar, rica ediyorum; ‘Nasılsın?’ açıklamalarda bulundu.

“Bir teröriste terörist diyemeyen, bizce teröristtir”

Teröristlere terörist diyemeyenler olduğunu ve onlara göre terörist sayıldıklarını belirten Bahçeli, “Terör severler ve terör hayranları bu soruya eğilmeden istismar ve inkar etmeye çalışmadan cevap vermeli; Geçen hafta Ağrı Doğu Beyazıt’ta şehit olan ve önümüzdeki ay evlenecek olan Çorum İskilipli Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Emre Dokumacı, ağlayan ve ağlayan nişanlısı Hatice Karagöz oğluna ne diyecek? Gözlerinin içine hangi cesaretle bakabilecekler? Teröristi terörist diyemeyen bizim için teröristtir. Bununla yetinmeyen ve siyasi işbirliğine hevesli hainleri destekleyenler, dökülen kanda, yanan ormanlarda, yıkılan umutlarda payına ve parmak izine sahip olan acımasız kişilerdir. Demokrasi ve ekoloji, ayrılıkçıların ayrılmaz öyküsünün öyküsünü anlatmak, insanların, doğanın ve hayvanların düşmanı olduklarını söylemek ve bu şekilde düşmanı hak ettiği gibi muamele etmek ülkenin görevidir. vicdanın görevi. Hatay’da evi ve tarlaları yakılan tüm vatandaşlarımıza dileklerimi iletiyorum. Türkiye Cumhuriyeti güçlü ve yeteneklidir. Hükümet durumun ciddiyetini ve önemini kavradı. Nerede yakılırsa yakilsin, umudum eskisinden daha yeşile dönmesidir. İnşallah tüm imkanlar seferber edilir, afetin yaraları sarılır, zarar ve ziyan gecikmeden telafi edilir ”.

“Biz Türkiye’yiz, Türkiye milletiyiz, siper hattı, Cumhur İttifakı’yız’a karşı direnecek”

Halk İttifakı ile siper hattı oluşturduklarını vurgulayan Bahçeli, “Terörle mücadelede şehit düşen kahramanlarımıza Yüce Allah’tan rahmet, tedavi gören kahramanlarımıza şifalar diliyorum. Unutmayın, bütün ağaçlarımız yansa bile fidan dikecek toprağımız var. Toprağımız susuz olsa bile, çok şükür suya kanımız var. Çok fazla düşman olmasına rağmen yenme gücümüz var. Zulmedenler karşısına çıksa bile, onun alayını yok edecek inancımız var. Başımızı eğmeyen, alçalmayacak bir bayrak, işgali kabul etmeyecek bir irademiz. Nitekim biz Türkiye’yiz, Türkiye milletiyiz, siperlere direnmek için cumhur İttifakı’yız hesaplanan saldırılara yıkılmaz “dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sözdür Milliyetçi Hareket Partisi. 2023 yılında cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan, Türk milleti yarın Halk İttifakı ile kutsanmışlara yürüyecek ”dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (Meclis) Grubu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Toplantıda konuşan, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Son dönemde gündeme gelen erken seçim söylemine değinen Cumhurbaşkanı Bahçeli, MHP’nin gündeminde böyle bir konu olmadığını ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayların Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ifade etti.

“Ermenistan’da kanser var, kemoterapi Türkiye ve Türkiye düşmanlığıyla yapılıyor”

Türkiye’nin angaje olduğunu, üstesinden gelmek için mücadele verdiğini vurgulayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, bağımsız ve birbirinden kopuk olmasında sorun olmadığını vurgulayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Atalarımız ne olursa olsun, ne olursa olsun muhatap olarak kaldı, aynı zorlukları yaşıyor. Tarihsel imbikteki gelişmeleri damıtıp zihni süzdükten sonra Türk milletinin karşı karşıya olduğu zor ve çetrefilli konuların geçmişe dayandığını açıkça görmek mümkündür.Akdeniz’deki gergin atmosfere bakın. İşte göreceğiniz bu, Dağlık Karabağ sorununa odaklanın, bu sizin teşhisiniz olacaktır.Ermenistan, Güney Kafkasya’da emperyalizmin kurduğu marazi, maşa ve maden devletidir.Yunanistan’ın hedeflediği gibi, Ermenistan’ın da arzusu vardır. Anadolu topraklarına doğru genişlemek ve bu bağlamda büyümek … Bu bağlamda altı çizilmesi gereken gerçek şudur: “Büyümek için büyümek kanser hücresinin bir özelliğidir ve sadece Armeni. a kanser var, kemoterapi Türkiye ile yapılıyor ve Türkiye düşmanlığı yapılıyor “dedi.

“Dağlık Karabağ Türktür, Azerbaycan Türklüğünün anavatanıdır”

Dağlık Karabağ’ın bir Türk vatanı olduğunu ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalarda il ateşinin Ermeni kanadından açıldığını anlatan MHP lideri Bahçeli, “Geçen hafta grup konuşmamda; “Azerbaycan-Ermenistan ihtilafının ateşkes, diyalog, müzakere ve diplomasi yoluyla çözüm önerileri bu aşamada bir tuzak, düzen, yenilgiye onaydır.” Düşman ülke Ermenistan’dır. Masumları öldüren ülke Ermenistan’dır. İşgalci ülke Ermenistan’dır. Hakları ve kanunları tanımayan ülke Ermenistan’dır. Geçen hafta söylediğimle aynı noktadayım. Ateşkes çağrıları, diyalog arayışları, masa kurma önerileri, iki ülke arasındaki önyargılı ve kısmi arabulucuların baskısı, Dağlık Karabağ davasını karalamaktan ve kilitlemekten başka bir şey ifade etmiyor. Ateşkes neyin, neyin konuştuğunun, konusu vatan, mesele bağımsızlık şerefidir. Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’dan çekilmesi ve işgal ettiği toprakları haklı Azerbaycan’a teslim etmeden önce terörist devlet, silahları indirmesi, ateşi söndürmesi, masalarda çözüm araması, cinayetlerin, utanç ve zulmün meşruiyeti demektir. “Dağlık Karabağ Türktür, Azerbaycan Türklerinin anavatanıdır ve Paşinyan’ın Ermenistan’a ait olduğu iddiası sadece tiranların ve kardeşlerin tesellisidir.”

“Dağlık Karabağ sahada masaya değil terörist devlet Ermenistan’ın başına vurulmalı.”

Moskova’da yapılan görüşmelere somut bir yanıt gelmediğini belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, “10 Ekim 2020 Cumartesi günü saat 12’den itibaren geçerli olan 11 saatlik görüşmelerin sonunda 72 saatlik ateşkes kararı Dağlık Karabağ’da cenaze törenleri ve mahkumların değişimini öngörmek Üzerinde anlaşıldı. Bizim için bu bir taviz. Nitekim pamuk ipliği nedeniyle ateşkesi beklendiği gibi Ermenistan ihlal etti. Dahası, terörist devlet Ermenistan, uzun menzilli füzelerle başta Gence olmak üzere sivil yerleşim yerlerine saldırdı. Bu kanlı saldırılar sırasında 9 soydaşımız şehit oldu ve birçok soydaşımız yaralandı. Katille yapılan pazarlık mermi, bomba, ihanet olarak faturalandırıldı. Azerbaycan’ın ateşkes kararına uyulduğu ve aktif savaş faaliyetlerinin yapılmadığı şeklindeki kesin açıklaması Ermenistan’ı cesaretlendiriyor. Çözüm yok, çözüm yok, Dağlık Karabağ masaya değil terörist devlet Ermenistan’ın başına vurulmalı. Üstelik masada işgalden vazgeçmeye hazır bir Ermenistan’dan bahsetmek mümkün değil ”dedi.

“CHP kimdir, Doğu Türkistan’ı kim savunacak?”

Uygur Türklüğü sorununu her koşulda her zaman savunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“CHP, Uygur Türklüğü konusunda parmağımızı sallayamaz, yön veremez, dikte edemez, öğüt ve tavsiye veremez. Onlar Moskova’ya giden yolu izlerken, esir Türkler davasıyla nefes alıyorduk, Türklüğün muzaffer günlerine ulaşmanın heyecanıyla Turan idealiyle fikir ve siyaset için savaşıyorduk. Çizgimizde hayal kırıklığı yok, hala bu kararlılık içindeyiz, bu ahlakımız var, bu düşünce onuruna sahibiz. Doğu Türkistan’ı kim savunacak CHP kimdir? Yaygaradan daha iyisi olmayan Serok Ahmet de var. Ayağa kalktı ve bize bir soru sordu: “Doğu Türkistan’daki zulüm konusunda neden sessiz kalıyoruz?” Hızlanamadı ve sorularına Doğu Türkistan’ı ne kadar sattığımızı ekledi. Hey Serok, söylersem anlayamazsın, anlayamazsın gösterirsem, sessiz kalırsam mutlu olmazsın ama bilmelisin ki satış senin işin, pazarlama seninle anılan bir meslek. Siz haritada Doğu Türkistan’ın yerini bilmiyorsanız Milliyetçi-İdealist Hareket’in kalbi bu aşkla atıyordu. Siz gidin, Kobanili yoldaşlarınızı kucaklayın, atalarımızın mezarlarını boşaltmak için sözler verin, kamyonlara yükleyin ve elinizden geldiğince koşun, belki kurtulursunuz, belki yakayı kurtarırsınız. Anlayamadığınız konularda yorum yapmayın, maskeniz düşüyor; çamurlu yollarda yürürken, üstün kafanız batacak. Aldatmacanın ortaklarının bilmedikleri ve mücadele etmedikleri Doğu Türkistan meselesini gündeme getirmeleri, istismarla oyalanmaları tuhaf bir durumdur. Çünkü kulaklarına fısıldayan ve önlerine talimat veren yabancı komplocular görev başındadır. “

“CHP Genel Başkanı’nın seçim talebi de bir emir, aynı zamanda bir hezeyandır”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun erken seçim açıklamalarını hatırlatan Bahçeli, “CHP liderinin seçim talebi de bir emir, aynı zamanda bir hezeyandır. Kaçış sendromundan muzdarip olan Kılıçdaroğlu, düne kadar erken seçime karşı olduğunu söylüyordu. CHP’ye oy veren ağabeylerim bile şaşkınlıkla soruyorlar, “Ne oldu aniden seçildi? Kimi düşündün Kimin dolgusu geldi? “CHP genel başkanı bir televizyon programına çıktı ve” Bu ülkenin kurtuluşu bir an önce seçimlere gitmektir. Bunu Sayın Bahçeli’ye söylüyorum. Ve bu ülkeyi seviyorsanız bunun hayatta kalmasını düşünüyorsunuz. vatan, barış içinde yaşamak istiyorsan bu memleketteki insanlar yarın sabah kardeşimi alsın, burada artık yeter, artık yeteri kadar, seçime gidip Türkiye seçimine öncülük ediyor. “Sevgili Kılıçdaroğlu ülkemi ve milletimi tanıyor. canım ve ben onu her şeyden çok seviyorum. Bunu teyit etmek ve belirlemek ne hakkınız ne de hakkınızdır. Ancak size ve zihniyetinize hiç tahammül etmiyorum. Seçime giderek ne yapacaksın, nereye varacaksın, kim sana ne söyledi? Ne söz verdiler? Ankara’dan Bişkek almayı mı düşünüyorsunuz? Bunun için mi hazırlanıyorsun? Osman Kavala’ya sempati duymanızın ana sebebi Sorosistlerin desteği mi? Erken seçim yapanlar, diyenlerden daha çok şey söyleyenleri yani sahibinin sesi ve kimliğini merak ediyoruz ”dedi.

“Cumhurbaşkanı adayımız 2023’te Recep Tayyip Erdoğan”

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 28.Dönem Milletvekili seçimlerinin zamanında yapılmasından ve 2023 Haziran’ında sandık kurulmasından yana olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Bu tutarlılığı ve kararlılığı koruyacağız. Erken seçim tartışması bir çaba ve nefes kaybıdır. Tüm kurumların inşa ettiği ve cumhurbaşkanlığı hükümetinin kurallarına uyan 2023’e Türkiye, yapısal reformlar yapılarak ulaşılacak. Anket aldatmacası milletin iradesiyle yok edilecektir. Halk İttifakı; Yüksek ideallerin muazzam coşkusu, millete adanmış milli ve yerli duruşunun manevi bilgeliği ile yolculuğuna sonuna kadar devam edecektir. Kim aday olursa olsun, tiranlık çatısı altına hangi partiler sığınırsa, parlamenter sisteme dönerken hangi siyasi kusurlar olursa olsun boşuna, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ayakta kalacak ve geleceğin yolu olacaktır. Halk İttifakı’nın fedakarlıklarıyla çizilmiş. Milliyetçi Hareket Partisi kelimesi. 2023 yılında cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan, Türk milleti Halk İttifakı ile mübarek bir geleceğe yürüyecek ”dedi.

“Türkiye meşru mücadelesinden ödün vermeden sağlam duruşunu sürdürüyor”

Türkiye’nin Akdeniz kapsamındaki alan bekası ve geleceği, birbiri ile iç içe geçmiş bir tripod üzerinde tehdit şemsiyesi altında düşünülmesi gerektiğini vurgulayarak, Navtex’in Yunanistan tarafından karşılıklı olarak ilan edilmesi, gerginliği canlı tutuyor. Atina yönetimi, adaları silahlandırıyor. Askeri olmayan statü Lozan ve Paris Antlaşması’nda tescilleniyor ve provokasyonlarını artırıyor.Kanun ihlal ediliyor, milli güvenliğimiz tacize maruz kalıyor.Türkiye meşru mücadelesinden ödün vermeden sağlam duruşunu sürdürüyor Oruç Reis Sismik Araştırmamızın açılışı Mavi sulara geri dönüş, bu becerinin, bu cesaretin ve bu iradenin gerçek bir sonucudur.İkinci bir tehdit olarak, bölgesel ve küresel güçlerin Suriye’de bir terör devleti kurma hevesi, nihayetinde hedeflerine özgür erişim sağlamaktır. Akdeniz Hatay’da orman yangınları, sürmekte olan terör saldırıları ve Libya’yı saran çatışmalar, bize göre ülkenin ara duraklarıdır. tehdittir. Üçüncüsü, KKTC’nin siyasi iradesi stratejik ve bağımsız varlığını bozacak, Türkiye’den kopacak yakın bir tehdittir. “Dedi.

Utku Şimşek

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi