İstanbul barajlarında su kalitesi endişe verici

İstanbul barajlarında su kalitesi endişe verici
10:00 - Kasım 17 2020 Salı

İstanbul barajlarının doluluk oranı her geçen gün azalmaya devam ediyor. Bugün itibarıyla barajlarda doluluk oranı yüzde 27,49’a düştü. Bu oran, aynı dönemin son 10 yılın en düşük seviyesi olarak ölçüldü. Öte yandan su seviyesinin düşmesi ile şehre su sağlayan barajlardaki su kalitesi de sınır seviyeye inmiştir. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nüket Sivri, su seviyesi düştükçe her iki organizmanın da artacağı ve oksijenin olumsuz etkilenebileceği uyarısında bulundu. Sivri, doluluk oranı yüzde 10’un altına düştüğünde asıl tehdidin başlayacağını belirtti.

Prof. Dr. Nüket Sivri uyarılarına şöyle devam etti: “Su kalitesinden bahsederken tek bir parametreyi dikkate almamak gerekiyor. 250’den fazla kirletici parametrenin analiz edilmesi ve fizikokimyasal, kimyasal ve biyolojik analizlerin yapılması gerekiyor. Suyun rengine veya kokusuna bakarak olumsuz diyemezsiniz. Analizimizde genellikle oksijen seviyesini önemsiyoruz. Oksijenin 7’nin üzerinde olmasını istiyoruz. Ama bunu söyleyebilmek için çok uzun vadeli analizler yapılması gerekiyor. Baraj seviyesi yüzde 10’un altına düştüğünde asıl tehdit başlıyor. Bu konudaki kurumlar arası çalışmalar şu anda sınırda. Kullanılabilir suyumuz var ama ekonomik olarak kullandığımızda herhangi bir hastalığa neden olmadan ve olumsuz bir etken olmadan kullanabiliriz. Su kalitesi konusunda çok olumsuz değil ama sınırda diyebiliriz. Elbette endüstriyel kirliliğe de su kalitesi başlığı altında değinmek gerekir. Ancak özellikle İstanbul için konuşursak, alışkanlıklarımızı ve temizlik alışkanlıklarımızı kalıcı olarak sürdürürsek suyumuzu koruyabiliriz. Su bizim için her zaman iyi olmuştur, su için iyi olmalıyız. Küçükçekmece Gölü, 1990’ların sonlarına doğru giderek kirlenen bir göl. Su kalitesi açısından daha önce içme suyu olarak bile 2. sınıf iken, hemen hemen 4. sınıf su kalitesine ulaşmıştır ”.

“Ellerinizi yıkarken çeşmenin altında tutmazsanız 47 litre su kaybedersiniz.”

Salgın döneminde su israfına dikkat çeken Sivri, “Bu hastalık suyla gelmez, suyla gitmez. Hava yoluyla bulaşan bir hastalıktan bahsediyoruz. İstanbul’da sadece bir kişi günde 190 litre su kullanıyor. Bu 190 litre salgın döneminden önceydi. Alışkanlıklarınızı değiştirdiğinizde yaklaşık 250 litre su tükettiğinizi ve bu su tüketimine deterjan ve dezenfektan kaynaklı kullanımları da eklediğinizde kişi başı su tüketimi yaklaşık 300 litreye ulaşıyor. Ellerinizi yıkarken çeşmenin altında tutmadığınız zaman 47 litre su kaybediyorsunuz. Dört kişilik bir aileyseniz, bu günde 188 litre kayıp demektir. Aylık olarak düşünürseniz 6 ton zarar demektir. 7 yılda bir kuru döneme giriyoruz. Bunu 2007-2014 dönemlerinde yaşadık ve bu dönemleri çok akılcı çözümlerle atlattık. Pandemi döneminin getirdiği sıkıntıları bir düşünün, burada önemli olan suyu iyi yönetebilmek ”dedi.

Sümeyye İnal – Veysel Ensar Gökcegözog

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi