Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Komisyonu 2020 Türkiye Raporuna güçlü yanıt

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Komisyonu 2020 Türkiye Raporuna güçlü yanıt
23:00 - Ekim 6 2020 Salı

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Komisyonu’nun 2020 Türkiye raporu hakkında yazılı açıklama yaparak tepki gösterdi. Açıklamada, “Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa Komisyonu, tüm aday ve potansiyel aday ülkeler için hazırladığı Genişleme Strateji Belgesi 2020 Ülke Raporu’nu bugün açıkladı. 2020 Türkiye Raporu, AB’nin önyargılı ve yapıcı yaklaşımdan uzak çifte standardı yansıtıyor. Bu raporda AB yerine getirmediği sorumluluk ve taahhütlerinden bahsetmezken, ülkemizi temelsiz argümanlarla eleştirmektedir.

Özellikle yönetim sistemimize, seçimlerimize, temel haklarımıza, bazı adli ve idari kararlarımıza yönelik önyargılı, haksız ve orantısız eleştirilerimiz, teröre karşı alınan meşru tedbirler ile dış, güvenlik ve ekonomi politikalarımız rapor nesneldir. Öncelikle Türkiye, müzakere süreci nedeniyle bazı AB çevreleri tarafından sergilenen dar görüşlü tavır, ancak bu süreç tıkanmış ve aday ülkeler var. AB’den uzaklaşmıyor ve bazı çevrelerin onu kaldırma çabalarına rağmen AB üyelik sürecine bağlı. Komisyon raporunda bunu güçlü bir şekilde vurgulayan ve aday ülkelerde genişleme stratejisi ve uygulamasında ‘Batı Balkanlar ile Türkiye arasında ayrım yapabilecektir “denildi.

“Raporun Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs sorunları ile ilgili bölümleri tamamen Yunan-Yunan tezlerine dayanmaktadır”

Açıklamada, raporun Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs konularına ilişkin bölümlerinin tamamen Yunan-Yunan tezlerine dayandığı belirtildi. Bakanlık, “Bu durum Komisyon’un tarafsızlığına gölge düşürüyor. Ne Kıbrıs sorununun çözümüne ne de Ege ve Doğu Akdeniz’in istikrarına katkıda bulunmayan bu önyargılı ve yasadışı bakış açısını reddetmiyoruz. Ayrıca Kıbrıslı Rum ikilisi, AB-Türkiye ilişkileri bu kaynamada rehin alınabilir, stratejik düşünce ve vizyon Dernek’i bozar, AB’nin çıkarlarına da zarar verir. Kimsenin gözü Türkiye, Kıbrıs ve kendi kaderini tayin hakkı Türklerin haklarını korumaya devam edecek ‘ifadelerine yer verdi.

Raporda, özellikle Yargı ve Temel Haklar bölümü ile siyasi kriterler ile karşı karşıya kalan Türkiye’nin ilgili bölümünün bu sınav ve PKK / PYD / YPG, Feton ve Dease gibi terör örgütlerinin tehdidini dikkate alan bir yaklaşım Kaldığı bildirilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bu bölümde kullanılan dil, Avrupa, AB karşıtı ve Türkiye’deki radikal kesintileri memnun etmekten başka bir amaca hizmet etmemektedir. Türkiye evrensel değerler, temel haklar, güvenlik, demokrasi ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde Ayrıca ortak değerlere dayalı bir güç olduğunu iddia eden AB’nin 23. Yargı ve Temel Haklar ile 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik başlıklarını müzakerelere açmamış olması ciddi bir tezat oluşturmaktadır. İnsani gerekçelere dayalı düzensiz göç yönetimi politikasında, AB 18 Mart tarihli tüm taahhütlerin ve yük paylaşım memorandumunun yerine getirilmesini övemez.

Raporda, Türkiye ekonomisinin rekabet baskısı ve Birlik içindeki piyasa güçleri ile başa çıkması iyi bir kapasite seviyesi olarak vurgulanırken, bazıları ülkemizin izlediği politikaları işleyen bir piyasa ekonomisi kriteri açısından eleştirdi. Ülkemiz hem ticaret hem de yatırımlar açısından AB pazarı ile son derece entegre olup, AB’deki ekonomik sorunlardan ve küresel piyasalardaki dalgalanmalardan doğrudan etkilenmektedir. Ama Türkiye gerekli önlemleri alıyor, AB üyesi ülkeler derinden etkilenen bu süreçte asgari zararı atlatmaya çalışan bu zorlu süreç bile. Öte yandan AB’nin Gümrük Birliği’nin güncellenmesi için müzakerelere başlamamasına karşın bu konuyla ilgili alanlarda düşüş olduğunu belirtmesi önemlidir.

21 iyi ki, bu fasıldaki genel uyum düzeyi, son bir yıl, 17 fasılda çeşitli düzeylerde ilerleme bildirimi, “Türkiye’nin katılım sürecinde siyasi engellere rağmen raporda belirtilen uyum düzeyi, AB müktesebatına uyumu sürdürme iradesinin en açık ifadesidir. Türkiye’deki bazı çevrelerin bencil ve dar görüşlü çıkarları açısından AB aday ülkelerinin değil, kıtamızın daha geniş ve ortak çıkarlarına bakma konusundaki samimi arzumuz. ortak vizyon; Türkiye-AB ilişkilerinin tüm boyutlarında üyeliğin gelişmesi ve bakış açısını ilerletiyor “ifadesi kullanıldı.

Mehmet Kalay

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi