Devlet Bahçeli: ‘Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına göre yeniden yapılandırılmalı’

Devlet Bahçeli: ‘Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına göre yeniden yapılandırılmalı’
18:00 - Eylül 30 2020 Çarşamba

Yeni yasama yılının açılışı kapsamında Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi doğrultusunda siyasi ve yasal düzenlemelere ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.

Sıcak tartışmaların yaşandığı yerlerde Türkiye, vasat dalgaboyunun yükselişini gözlemledi ve çevredeki gerginliği belirli bir zaman aralığında bulur, Meclis 27. Dönem 4. devletler 1 Ekim 2020’de başlayacak. Yasama yılı Bahçe, “Gaziler konseyi merkezi tezahür ettirdi. Milli iradenin, ulusal hedeflerin ve özlemlerin peşinden koşma yerinin ihale makamıdır.Türkiye’nin daha fazla demokratikleşmesi, bölgenin daha da gelişmesi ve küresel sistemden daha etkili olması için Parlamentonun tarihsel güçleri, diğer tarafa bağlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümeti yeterlilik sisteminin hiçbir etkisi yoktur “dedi.

“Yeni hükümet sistemi, Parlamenter Sistemin tüm kamburlarından, tüm bağlarından ve tüm engellerinden arındırılmalıdır”

Bugün Türkiye’nin sürekli tahkim ile karşı karşıya olduğunu ve ön bahçede yakıt ikmali yaptığını ifade eden düşmanlık, şunları söyledi:

“Milli güvenliğimizin sağlam ilkelere dayalı olmasının yanı sıra barış ve istikrar ortamının kök salması için temel gündem, tüm kurum ve kurallarıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kurulması olmalıdır. Bu amaçla, yeni hükümet sistemi Parlamento Sisteminin tüm kamburlarından, tüm bağlarından ve tüm engellerinden arındırılmalıdır. Nihayetinde yargı ve hakimiyet altındaki hukuk sistemi ele alınmalı, darbe dönemlerinin ürünü ve mirası olan yargı kurumları demokratik bir içeriğe getirilmelidir. “

“Terörle mücadelede elde edilen başarılar, sınır ötesi operasyonlar ve egemenlik haklarımızın korunması Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde daha hızlı ve etkili hale geldi”

Yargıtay veya Yargıtayların, özellikle Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile yönetilen ülkelerde yargının en üst organı olduğunu vurgulayan Bahçeli, Parlamento Sistemi ile yönetilen ülkelerde Anayasa Mahkemelerinin var olduğunu belirterek, “Ancak tarihi bir idari reform Ülkemizde yapılmıştır ve egemenliğin tek sahibi sevgili Türk milletidir. Nisan 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini tercih etti ve Parlamenter Sistem dönemi sona erdi. Milli hayatta kalmamızı tehdit eden devasa sorunlara Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi aracılığıyla daha etkili bir yanıt verilmektedir. Anti-demokratik girişimler bu hükümet sistemi tarafından engellendi. Terörle mücadelede, sınır ötesi operasyonlarda ve egemen haklarımızın korunmasında elde edilen başarı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde daha hızlı ve etkili hale geldi. Ekonomik saldırılara direnç, Covid-19 salgınına karşı kararlı mücadele, yeni hükümet sisteminin sunduğu güçlü yönetim ve idare ile istenilen seviyelere ulaştı.

“Anayasa Mahkemesi, yeni hükümet sisteminin niteliğine göre yeniden yapılandırılmalıdır”

Parlamento Sisteminin oluşturduğu kurumların yeniden yapılandırılması ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için işlevsel bir destek noktasına taşınmasının artık kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi:

“Darbelerden sonra ortaya çıkan kurumların küflü prangalarından demokrasi ilkelerine ve sevgili milletimizin iradesine dayanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kurulması elzem olmalıdır. Bunlardan biri, ilk defa 1961 Anayasası ile kanunumuza giren ve aslen 1960 darbesinin yaratmak istediği demokratik olmayan yapıyı korumak amacıyla kurulan Anayasa Mahkemesi’dir. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi, yeni hükümet sisteminin niteliğine göre yeniden yapılandırılmalıdır. 12 Haziran 1960 tarihinde 27 Mayıs darbesi yayımlanan 1 sayılı geçici kanun ile hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hak ve yetkileri hem de Türk milleti yargı yetkisi adına ‘Yüksek Adalet Divanı’ adı ile gasp edildi. icazetl ve boyunduruğu altında. Yassıada’da milletin iradesini yargılayan ve dönemin bakanlarını ve başbakanını infaz etmeye karar veren de bu gayri meşru lekeli yapıydı. Ne yazık ki, Yargıtay’ın pek çok üyesi, o dönemde kurulan Anayasa Mahkemesinin kurucu üyeleriydi ve bu mahkemenin ana çerçevesini oluşturuyordu. Ayrıca 27 Mayıs darbesinin tetikçisi olan Yargıtay Başkanlığı’nı yürüten Salim Başol, sonraki yıllarda Anayasa Mahkemesi asil üyeliğine seçildi. “

“Demokratik, etkili, adil, ‘Yargıtay’ tartışmasının odağı olmaktan çıkarılan, tabiri caizse bir’div-i-Ali Türkiye’nin gücünün kurulmasına güç katacak”

Mahkemenin Anayasa’ya uygun kararlar vermesi beklenirken siyasi ve ideolojik saplantısının milletin vicdanında derin yaralar açtığını belirten Bahçeli, “Dolayısıyla,“ Bu nedenle, imkân verecek reformların yapılması acil bir ihtiyaç. başkanlık sisteminin sağlıklı bir zeminde devam etmesi ve güçlenmesi. 1960 darbesinin tüm izlerinin ahlaki ve siyasi uzlaşmayla ortadan kalktığı ve zulüm yargılamalarının tüm sonuçlarının görmezden gelintiği bir dönemde, Anayasa Mahkemesi tüm unsurları ile yeniden masaya oturmalıdır. Yüksek demokratik standartlar, Başkanlık Hükümet Sisteminin ruhu ve ilkeleri ile birlikte bunu gerektirir. Demokrasi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle çelişmez, Türkiye’de demokratikleşme sürecini hızlandırmak için etkili, adil, tartışmanın odak noktası olmaktan çıkarılmış bir ‘Yargıtay’, terim ‘Divan-ı Ali müessesesi ekleyecektir Türkiye’nin gücüne güç “dedi.

“Anayasa Mahkemesinin son kararları acı verici ve sakattır”

Siyasi kurumun görevinin karanlık dönemleri hesaba katmak ve gelecekteki Türk asırlarının ve Türk nesillerinin ihtiyaçlarını tespit etmek ve güçlü bir devlet inşa etmek için gereken demokratik adımları ve atılımları süratle hayata geçirmek olduğunu hatırlatan Bahçeli, “Kurtuluş bu şekilde elde edilecektir. Anayasa Mahkemesinin son kararları acı verici ve sakat kaldı. Hak ihlalleri adına ulusal haklara ve adalet duygusuna telafisi mümkün olmayan zararlar verilmektedir. Türkiye darbesiyle demokrasinin geleceğini etkileyeceğini ve kurumların bağımsızlığını istikrarlı bir şekilde hesaplaştık. Yeni Yasama Yılı’nın başında bu konunun samimiyetle, ihtiyatla, önyargısız, demokrasi ahlakına ve ulusal gerçeklere uygun olarak değerlendirilmesi ve tartışılması samimi beklentimizdir ”dedi.

Mevlüt Hasgül

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi