Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Bazı baroların terör örgütlerinin arka bahçesine dönüşmesi çok acı’

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Bazı baroların terör örgütlerinin arka bahçesine dönüşmesi çok acı’
13:00 - Eylül 1 2020 Salı

Beştepe Ulusal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2020-2021 Yargı Yılı açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının tüm kurum ve kurulları ile “güven verici ve erişilebilir bir adalet sistemi” kurmak olduğunu ve hedeflediklerini vurguladı. attığı her adımda demokrasiyi güçlendirmek, hak ve özgürlükleri geliştirmek. çizdi. Uygulanan yargı paketleri hakkında bilgi veren Erdoğan, üzerinde çalışılmakta olan İnsan Hakları Eylem Planı’nı bu yıl içinde tamamlamak istediklerinin altını çizdi. Erdoğan, “Hukuk halimizi güçlendirecek bu planın uygulanmasıyla, yurt içinde ve yurt dışında maruz kaldığımız pek çok sorunu çözeceğimize inanıyoruz.” Dedi.

Erdoğan, Adalet Bakanlığı’nın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından en çok sınır dışı edilen kurumlar arasında yer aldığını belirterek, 2002’de 9.349 olan hâkim ve savcı sayısının 22.000’e çıkarıldığını söyledi.

Doğu Akdeniz’deki gelişmelere dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdeniz’in zenginliklerine çöküş çabasının modern sömürgeciliğin bir örneği olduğunu ifade etti.

Erdoğan, şehit olan Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı öldüren terör örgütü mensuplarına ve İstanbul Barosu’na asılan pankartı desteklemek için bazı avukatların açlık grevi yapmasıyla ilgili, “Uyuşturucu baronunu savunan avukat uyuşturucu kaçakçılığına atıfta bulunuyor, avukat. katili savunmak hırsızı, hırsızı savunan avukatı ifade eder, eğer teşebbüs etmezse, teröristin avukatı olarak hareket eden kişinin terörist olması mümkün değildir ”.

“Akdeniz’in zenginliklerini çökertme çabası, modern sömürgeciliğin eksiksiz bir örneğidir”

Özünde Doğu Akdeniz ve Ege’deki faaliyetlerin, Türkiye’nin haklarını ve adalet arayışında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, 780 bin kilometrekare büyüklüğünde 10 hapsedici bir adada kıyıya çıkma girişimine bakmadan En açık ifadelerin haksızlığı ve adaletsizliği Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz’in zenginliklerine çökme çabası, modern sömürgeciliğin tam bir örneğidir.Gizli hırslarını gerçekleştirmeye çalışanların yaptığı en büyük adaletsizlik Tarih boyunca her zaman başkalarının arkasına saklanarak var olmuş bir devleti önümüze atmak da en büyük adaletsizliktir.Şu anda bu gölge oyunundan bıktık, hatta kendinizi bölgesel ve küresel bir güç kaynağının önüne atmaya çalışın. Devlet dışı bir Türkiye artık komik kaçmaya başladı.

Yüzyıllardır Afrika’dan Güney Amerika’ya, sömürülmediğimiz bir yeri terk etmeyenlerin, katletmediğimiz, insanlara zulmetmeyenlerin çağı sona eriyor. Ne yaparlarsa yapsınlar bu adalet uyanışını durduramayacaklar. Ülkemizin bu konudaki liderliği sadece kendisi için değil tüm mazlumlar içindir. “Osmanlı İmparatorluğu gibi 600 yıllık bir devin külleri üzerine inşa ettiğimiz cumhuriyetimizin 100. yıldönümüne yaklaşırken, coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımıza daha sıkı tutunmaya kararlıyız.”

“Yargının hiçbir unsuru hiçbir ideolojiye tabi tutulamaz”

Açlık grevinde bir avukatın ölümü ve İstanbul Barosu’nda açılan pankart hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet, terör örgütü mensuplarına destek olmak için açlık grevine giden avukatları caydırmak için üzerine düşeni yaptı. şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı öldürdü. Buna rağmen açlık grevinde olan bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu binasına asılan pankartın şehidimizin kemiklerini delmenin ötesinde bir anlamı olduğuna inanıyoruz. Avukatların teröristlerin bu kadar pervasızca yanında durmaları, cenazelerine cüppeleriyle katılmaları ve onları öven ifadeler yayınlamaları kabul edilemez. Savunuculuk zulmü savunmak değil, savunuculuk adaleti savunmak ve adaletin yanında durmaktır.

Bu işlemlerin müvekkil-avukat ilişkisi ile yakından ilgili olmadığı açıktır. Bence böyle bir yöntemin avukatlar için gerekli olup olmadığı tartışılmalı, tıpkı diğer kurumlardaki terör örgütleriyle bu kadar yakından bağlantılı kişilerin mesleklerinden men edilebilmesi gibi. Uyuşturucu baronunu savunan avukat uyuşturucu satıcısı gibi davranmazsa, katili savunan avukat hırsızlığa teşebbüs etmez ve hırsızı savunan avukat hırsızlığa teşebbüs etmezse, bu şekilde davranan kişi için mümkün değildir. Bir terörist, terörist olmayı savunuyor.

Kamu görevini yerine getiren bir avukat, hâkim, savcı, polis veya askerin yapamadığını yapmamalıdır. Bunu yaparsa, bir yaptırım ve bunun sonucunda ortaya çıkan maliyet olmalıdır. Dünyanın herhangi bir ülkesinde, medeni ülkeleri kastediyorum, böyle çarpık bir duruma izin verilmez. Yargının hiçbir unsuru herhangi bir ideolojiye tabi tutulamaz. Yargının tek ideolojisi adalet olmalıdır. Adalet kurumu olması gereken bazı baroların arka bahçeye, propaganda aracına, terör örgütlerinin yasadışı faaliyetlerinin örtüsüne dönüşmesi çok acı verici.

Baro sistemini hayata geçirirken hedeflerimizden biri de barolarımızı bu sorunlu yapıdan kurtarma ümidiydi. Rahmetli Mehmet Selim Kiraz savcımızın katilleri ile ilgili gelişmeler endişelerimizin ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. İnşallah önümüzdeki dönemde avukatlıktan terörizme giden bu kanlı yolun kesilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız ”dedi.

Derya Yetim – Ömer Çetin

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi