Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Batı Trakya’daki soydaşlarımıza saldıranlar bunun hesabını verecek’

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Batı Trakya’daki soydaşlarımıza saldıranlar bunun hesabını verecek’
18:00 - Ağustos 13 2020 Perşembe

AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile yaşanan gerginliğe dikkat çekerek Batı Trakya’da Türklere saldıranların hesabını vereceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirdikleri her reformda CHP’yi ve ortaklarını hep bulduklarını belirterek, “Darbe dönemlerinde halkımızın bıraktığı izleri temizlemek istedik ve önümüzde veli CHP’yi bulduk. Başörtüsü ve kıyafet üzerindeki anti-demokratik kısıtlamaları kaldırmak istedik. Önümüzde banist CHP’yi bulduk. Ekonomimizi büyütmek, ihracatımızı artırmak, 81 ilimizi yol, baraj ve hastanelerle donatmak istedik, karşımızda CHP’yi bulduk. Bunlara rağmen biz bunları yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Dünyanın en büyük havalimanlarından biri olan hızlı trenler, köprüler yaptık, Avrasya Tüneli ve Marmaray gibi yüzyılın projesini yaptık ve yine CHP’yi kurduk. Şimdiye kadar yaptıklarımız, CHP’nin takoz ve gerginlik politikasına rağmen başardıklarımız. Gezi olaylarında milletin iradesini kasteden yağmacılar için meydanları boş bırakmadık. Yağmacıların arkasında ve yanında durdular. FETÖ’nün önünde sabaha kadar nöbet tutanlar, 15 Temmuz gecesi tanklardan kaçıp kendi belediyelerine sığınanlar, milletin direnişini “kontrollü darbe” olarak karalayanlar her defasında kaybetti ve bizi onların önünde buldu. “Terörle ve şiddetle iktidar hayal edenler, gazete manşetlerinde AK Parti’nin çelik iradesine karşı hedeflerine ulaşamadılar.”

CHP Genel Başkanı’nın 15 Temmuz’da provokasyon siyaseti ve yalanlarıyla milletin gururunu gölgelemeye çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “4 yıl geçmesine rağmen darbecilerin o gece ona neden yol verdiğini hala netleştiremedi. 4 yıl sonra bile milletimize kiminle, hangi pazarlıkların döndüğü açıklanmadı. CHP lideri milletin karşısına çıkıp karanlık noktaları aydınlatırken, tüm enerjisini 15 Temmuz’u itibarsızlaştırmak ve darbecileri aklamak için harcadı. Ancak, gerçeklerin gün ışığına çıkması büyük bir hayranlık uyandırıyor. CHP lideri ne kadar kaçarsa kaçsın, sonunda gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacak. “Ona tavsiyemiz, 15 Temmuz sendromunu, çamurlu bir sola ve sağa fırlatarak değil, şüphe bulutlarını ortadan kaldırarak aşmasıdır.”

Ayasofya-i Kebîr Camii’nin açıldığını hatırlatan Erdoğan, “Tanrı’ya şükür, gençlerimizin hayali olan bu amaç, ‘Mola’ sloganları attığımız Ayasofya-i Kebir Camii-i Şerif’in yeniden açılmasıdır. zincirler, Ayasofya’yı yıllardır düzenlediğimiz mitinglerle açıyor. Milletimizin ümmete ve tüm insanlığa yeniden hayırlı olmasını diliyorum ”.

“Başkası gibi gösteriş yapmamak için ebedi ve ebedi kardeşliğimizin gereği olarak Lübnan’dayız”

Beyrut’ta meydana gelen patlamayla ilgili bilgi veren ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yardım yardımı yaparak, “Sayda’da bir hastanede ilk kez yaptım. Maalesef mezhebinin fanatizmi nedeniyle hastanedeki tüm araç ve gereçler kutularda, hastane hala hizmete açılmadı, şimdi sözünüz var, onlara da söyledik, gerekirse size doktor göndereceğiz, burada doktor yetiştireceğiz ve doktorlarımız size belli bir süre bu duyguyu verecekler. Diğerleri gibi bizim de sorunumuz kamera önünde fotoğraf çekmek ya da göstermek değil, ebedi kardeşliğimizin gereği olarak Lübnan’dayız, aksine giden dostlarımızın değil, insanlığımızın gereklerini yerine getirdik. Mocron yaptı. Macron ve tüm bunlar sömürgeci yapıyı yeniden yükseltmek için böyle bir sorunumuz yok. “İslami ve insani görevimizi yerine getiriyoruz.”

Geçtiğimiz dönemde Lübnan ziyaretini hatırlatan Erdoğan, “İslam dünyasında mezhep fanatizminden kurtulamayan pek çok ülke maalesef var. Bizim inancımızda ne ırksal fanatizm ne de mezhep fanatizmi kesinlikle yoktur. Lübnanlı yetkililer ve Lübnan halkı tarafından heyetimize gösterilen iyi niyet, bir tarafta Lübnan bayrakları, diğer tarafta Türk bayrakları bunun en iyi kanıtıydı. Bu bizim çalışmamızın karşılığı oldu. “Farklı dini, mezhep ve etnik gruplardan tüm Lübnanlılar, Türk heyetine büyük bir özlemle sarıldılar.”

“Kimse dev aynasında kendini görmemeli, bir şovu kovalamamalı”

Türkiye’nin dış politikasında daha aktif, bu açıdan daha istikrarlı bir duruşa sahip birini rahatsız ediyor, kardeş öldürme mücadelesinde Türkiye’nin çalışanlarının huzurunu sürüklemesini ve adalet politikasından rahatsız olduklarını belirten Erdoğan, “Sadece dışarıda değil, onlar Ülkemizi enerji rekabetinden dışlamak isteyenler, haklarımıza sahip çıkmamızdan rahatsız oluyorlar Özgüven eksikliği, Türkiye hayali kuranlar, bizden korkmadan duruşumuzda rahatsız oluyor. Ülkemizin adımları Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini sağlamak için hem iç hem de dış politikada turnusol kağıdına dönüştü. CHP’de bazı siyasetçiler ve CHP medyası, devletimizi desteklemek yerine Yunan medyasının ağzıyla konuşmayı tercih etti. şüphesiz ki sandıkta CHP vatandaşlarımızın oy verdikleri partiden bu kadarını soracaklarına inanıyorum. Bizim için önemli olan tezler değil CHP ve muhaliflerimiz tarafından savunuldu ama milletimiz meseleye nasıl bakıyor. Başkaları için etki ajanı olarak hareket eden marjinaller dışında 83 milyon kişinin tümü devletimizin uluslararası hukuk çerçevesinde attığı adımları güçlü bir şekilde destekliyor. Doğu Akdeniz’deki muhtıraya göre Türkiye, bugüne kadar yapılanların meşruiyeti temelinde Libya ile uzlaşma sağladı. Türkiye, Akdeniz’deki gerilimi artırmayan, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni görmezden gelmeye çalışan Yunan zihniyetidir. Kıbrıs Rum tarafı, 2003 yılından bu yana adayı, adanın denizcilik yetki alanlarındaki petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri için imtiyaz lisansı veren bir tapu senedi olarak görüyor. Sözde ruhsat alanlarının Rum kesiminin bir kısmı Türkiye’nin kıta sahanlığı ile açıkça çelişiyor. Yunanistan ve Rum yönetimi, Kıbrıslı Türklerin bu coğrafyadaki hidrokarbon kaynakları üzerindeki haklarını gasp etmeye çalışıyor. Hukuksuz adımların bir diğer amacı, Akdeniz’in en uzun sahil şeridi olan ülkemizi Antalya Körfezi ile sınırlandırmaktır. Bunların hepsi denize bakıyor, sınır Türkiye’ye taşınıyor. Böyle bir oyuna asla gelmeyeceğimizi daha önce defalarca duyurmuştuk. Deniz yargı alanlarımızda hiçbir yabancı ülke, şirket veya geminin izinsiz arama ve arama faaliyeti yapamayacağını belirtmiştik. Ancak son dönemde Doğu Akdeniz’e kıyısı olan bir ülkenin provokasyonları ile Yunanistan ve Yunan yönetiminin yanlış adımlar attığını görüyoruz. Kimse kendini dev aynada görmemeli. Çok net konuşuyorum, bir gösterinin peşinde olmamalı. Yunanistan olarak Türkiye ile sorunlarımızın çözümü hep diplomasi, müzakere masasına çağırıyoruz. Bazen cevap bulamasak da mahalle kanunumuza uyan bir anlayışla hareket ettik. Burada bu gerçeğin altını kalın çizgilerle vurgulamak istiyorum, kimseye gözümüz yok ama hiçbir ülkenin haklarımızı kötülemesine izin vermeyiz. Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin münhasır haklarını ihlal edenler ve herhangi bir girişim ve anlaşmanın başarı şansı yoktur. Oruç Reis Pazartesi günü Türkiye’nin kıta sahanlığında BM operasyonunun başlatıldığını bildirdi. Kimse endişelenmesin. Bu alanda 2012 yılında Türkiye’ye lisans veriyoruz. Sahada petrol yer alıyor. Lisansları Resmi Gazete’de yayınlayarak kamuoyu ve dünya ile paylaştık. Oruç Reis gemimiz 23 Ağustos’a kadar bölgede sismik araştırma faaliyetlerini sürdürecek. Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’deki tutumu kötü niyetli. Türkiye kıyılarına 2 kilometre, Yunanistan anakarasına 580 kilometre uzaklıkta bulunan Meis Adası üzerinde deniz yargı yetkisi talep etmek akıl ve sağduyu ile açıklanamaz. 10 kilometrekarelik bir adanın 40 bin kilometre kare deniz alanına sahip olduğu iddiası hem komik hem de uluslararası hukuk açısından temelsiz. Burada Yunanistan’ı Türkiye’nin haklarına ve yasalara yeniden uymaya davet ediyorum. Doğu Akdeniz’de çözüm diyalog ve müzakere yoluyladır. Sağduyu ile hareket edersek, herkesin haklarını koruyan kazan-kazan temelli bir formül bulunabilir. Asla gereksiz macera, gerginlik aramıyoruz. Ancak Batı Trakya’daki kardeşlerime saldıranlar, bunu uluslararası hukukta ve diğer yöntemlerde hesaba kattıklarını bilmelidir. Buradan AB’yi uyarıyorum. AB üyesi bir ülke azınlıkların yasalarını koruma sorumluluğunu yerine getirse de etmese de AB Yunan yönetiminden bunun hesabını sormalı. Bunu bugünkü görüşmelerimizde her iki politikacıya da hatırlatacağım. Biz sadece adalet, adalet istiyoruz. Soydaşlarımızın hukukunu korumak bizim görevimizdir ve bunu hatırlatmak isteriz. Tüm muhataplarımızdan ülkemizin ve Kıbrıslı Türklerin haklarına saygı duymalarını bekliyoruz ”dedi.

“Bu dönemde eğlenceye ara verin”

Temizlik, maske ve mesafe konusunda uyarıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çenesinin altına maske takanlara dikkat çekerek uyardı. Erdoğan, “Halka açık yerlerde yapılan eğlenceye bir ara verin, bu dönemde eğlenceye bir ara verin. Belki de hastanede komada yatmaktansa eğlenceye ara vermek daha iyidir. Aileleri üzmeyelim, bunu yapmayalım. Dikkatli hareket edelim ”dedi.

4 ilden; 5 ilçe ve 3 belde belediye başkanları AK Parti’ye katıldı

Erdoğan’ın konuşmasının ardından 4 ilden; AK Parti’ye 5 ilçe ve 3 belde belediye başkanı olmak üzere 8 belediye başkanı katıldı. AK Parti’ye katılan isimler şöyle:

Ağrı Eleşkirt Belediye Başkanı Ramazan Yakut, Ağrı Eleşkirt / Yayladüzü Belediye Başkanı Selami Demirtaş, Ağrı Eleşkirt / Yücekapı Belediye Başkanı Nurettin Öztürk, Batman Kozluk Belediye Başkanı Ayhan Eren, Batman Kozluk / Bekirhan Belediye Başkanı Fırat Karabulut, Erzurum Oltu Belediye Başkanı Necmettin Taşcı, Erzurum Tortum Belediye Başkanı Muammer Yiğide , Trabzon Hayrat Belediye Başkanı Mehmet Nuhoğlu.

31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nin ardından 15 farklı ilden; 16 ilçe ve 15 belediye başkanı dahil; AK Parti’ye toplam 31 belediye başkanı atandı. Böylece toplam AK Parti belediye sayısı 794’e ulaştı.

Derya Yetim

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi