Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘5. 9. ve 9. sınıflarda yüz yüze eğitim 2 Kasım’da

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘5. 9. ve 9. sınıflarda yüz yüze eğitim 2 Kasım’da
21:12 - Ekim 20 2020 Salı

Duyurunun ardından komplekste yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güvenlik ve sağlığa yatırım yapılan toplantıda, Türkiye ve yurtdışındaki pek çok gelişmeyi kapsamlı bir şekilde tartıştıklarını söyledi.

“Türkiye’nin adil ve Kıbrıslı Türklerin de arttığını gösteren güçlü duruşu”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan seçimlerde Kıbrıs Türk halkının şefkatiyle Cumhurbaşkanlığına seçilen Ersin Tatar’ı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçim, Kıbrıs Adası ile doğrudan ilgili gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşti. Bölgemizde tecrübeli. Kıbrıslı Türklerin ortak bir gelecek inşa etmek için Türkiye ile birlikte sandıkta koydukları seçim, bir istikrar işareti olarak görüyoruz.

Adanın diğer hak sahibini Avrupa Birliği’ni istismar ederek görmezden gelen Kıbrıs Rum tarafının egoist ve şımarık politikaları bir kez daha Kıbrıslı Türklerin iradesini vurdu ve onları yok etti. Siyasi ve ekonomik etki Türkiye’nin tüm Doğu Akdeniz’i kaplayan mücadelesi ile Kıbrıs ve Türkiye’nin yanı sıra adil ve güçlü duruşu ortaya çıkmıştır. Bu vesileyle, sandıkta demokrasiye, hak ve özgürlüklerine bağlılıklarını gösteren tüm Kıbrıslı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Sayın Tatar’a başkanlığında başarılar diliyorum. Türkiye’ye gelince, Kıbrıslı Türklerden sonra tüm gücü ve kaynaklarıyla ayakta kalmaya devam edecek. “Dedi.

“Türkiye sonunda kayda değer bir sonuca ulaştı”

Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda Fatih gemisinin Tuna-1 kuyusunda sondajında bulunan rezerv miktarının 405 milyar metreküpü bulduğunu belirten Erdoğan, “Bu konudaki çalışmalarını tamamlayan Fatih gemimiz Sakarya Doğalgaz Sahası Türkali-1 kuyusunda önümüzdeki ay sondajına başlayacak. Elimizdeki veriler, Türkali-1’in yanı sıra Tuna-1’den de önemli ve verimli keşif haberleri olabileceğimizi gösteriyor. Yüzyılı aşkın süredir hidrokarbon kaynaklarına sahip olma arayışında bulunan Türkiye, sonunda kayda değer bir sonuca ulaştı.

Dünyanın son asırında bu uğurda pek çok savaş açılmış, pek çok çatışma körüklenmiş, birçok ülke bölünmüş ve çok sayıda masum kan dökülmüştür. Pek çok toplumun bu kadar ağır bir maliyetle çalışarak, emek vererek ve terleyerek edindiği bir servete sahip olmamız en az kaynağın kendisi kadar önemlidir. Karadeniz’de keşfedilen her metreküp doğalgaz bu ülkenin ve milletin refahı, huzuru, güvenliği ve geleceği için kullanılacak. Gazın sisteme girmesiyle birlikte milletimiz bu hizmete daha ekonomik olarak ulaşma imkanına sahip olacaktır. Aynı şekilde buradan elde edilen kazancın da her kuruşu milletimize harcanacak ”dedi.

“2 Kasım itibarıyla ortaokullarda beşinci sınıfta, liselerde dokuzuncu sınıfta yüz yüze eğitim faaliyetlerine başlıyoruz”.

Bakanlar Kurulu toplantısında Korana virüsü ve eğitimle ilgili konuları ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ulaşım araçları başta olmak üzere çok sayıda insanın bir arada olduğu yerlere yönelik denetimler etkin bir şekilde devam edecek. Özellikle irtibat kişileri daha yakından takip edilecektir. Yerli aşı çalışmalarında, insan deneme aşamasına iki hafta içinde ulaşılacağı görülmektedir. Dünyadaki aşı çalışmalarının ülkemize uygulanabilirliği konusunda da önemli mesafeler kat ettik. Yıl sonuna kadar bu konuda somut adımlar atmış olmayı umuyoruz. Amacımız aşı sorununu önümüzdeki bahara kadar tamamen çözmek ”dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 Kasım’dan itibaren beşinci ve dokuzuncu sınıfların yüz yüze eğitime başlayacağını açıklayarak, “Ortaokullarda beşinci sınıfta eğitimde yeni bir adım atıyoruz ve yüz yüze eğitim faaliyetlerine başlıyoruz ve 2 Kasım itibariyle liselerde dokuzuncu sınıflar. “Uzaktan eğitimin devam ettiği diğer sınıflarla ilgili tarihsel gelişmelere bakarak bir an önce kamuoyuna duyuracağız”.

“Bayrağımıza, ezanımıza, devletimize, vatanımıza uzanan her eli kıracağız”

Erdoğan, sosyoloji biliminin kurucusu, tarihçi, siyaset bilimci ve devlet adamı İbn-i Haldun’u anma fırsatı bulduğunu belirterek, “İbn Haldun daha sonra birçok düşünür ve devlet adamı tarafından tekrarlandı. Tespitlerinden biri de ‘coğrafya kaderdir’ ifadesidir. Yaklaşık 600 yıl önce ortaya atılan bu analiz, yüzyıllara yayılan tarihi tartışmaların özetini oluşturmaktadır. Elbette buradaki ‘kader’ kelimesi, dini anlamının ötesinde, tarihsel ve sosyal tespitler üzerine yapılan bir değerlendirmeyi anlatıyor. Ülkemizin bulunduğu coğrafyada yaşananlara baktığımızda, bu kararlılığın gerçek ifadesinin ötesinde derin anlamını daha iyi görebiliriz. Türkiye, bir Avrupalı olarak, Asya’nın bir yan kuruluşu olarak, kıta olarak Afrika’ya uzanan, birbirine benzeyen iki kadın iç denizi Akdeniz ile Karadeniz’i birbirine bağlayan coğrafyanın kalbinde yer almaktadır. Bu topraklar insanlığın bilinen en eski tarihine, bilinen en eski uygarlıklara ve bilinen en eski mücadelelere ev sahipliği yapmaktadır.

Bilindiği üzere tarih kitaplarının yeniden yazılmasını gerektirecek en eski yapı grubu Şanlıurfa Göbeklitepe’de. Yine tarihteki en eski antlaşmalar, para, şehir planları, kütüphaneler, su kanalları, ticaret yolları, farklı inançlara ait ibadethaneler hepsi ülkemiz sınırları içindedir. Bugün dünyadaki siyasi, ekonomik, ideolojik ve askeri çatışmaların çok önemli bir kısmı çevremizde gerçekleşiyor. Türkiye, tüm bu fotoğraflar, istikrarlı ve gerçek barış yoluyla güç, barış, güven, adanın refahını hedef olarak kararlılıkla yürümeye devam ediyor. Tabi bölgemizdeki tüm krizleri sınırlarımıza taşımak için senaryolar, planlar ve çabalar vardı. Terör örgütlerinin saldırılarından darbe girişimlerine, ekonomik tuzaklardan siyasi dışlama çalışmalarına kadar her yöntem uygulamaya konuldu. Tanrıya şükür tüm saldırıları geçersiz kılmayı ve tüm oyunları bozmayı başardık.

Bu süreçte birçok uluslararası kuruluş ve sözde demokrasi bayrağı ülkemize karşı sergiledikleri çifte standartla gerçek yüzlerini ortaya koydu. Bir yandan önümüzde kim olursak olalım yanında durmayı temel politikaları haline getiren bu yapıların ikiyüzlülüğünü ortaya koyarken, bir yandan da çizdiğimiz yolda ilerlemeye devam ettik. Türkiye gelişmekte ve gelişmekte, gidişatı genişletmekle doğrudan veya dolaylı olarak ilgili konulara ilgi duymaktadır. Bu ilginin bir kısmı tarihsel, vicdani ve ahlaki duruşumuzdan, kısmen de yüklerimizin bize yüklediği yükümlülüklerden kaynaklanmaktadır. Ezilenlerin, mağdurun, sağın ve adaletin yanında dik durmayı asla bırakmayacağız. Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar her coğrafyada gözlerini ve kalbini bize yöneltmiş kardeşlerimizin her biri ile beraber olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Irak’ın terör örgütlerinin çıldırdığı bir yer olmasına izin vermedik ve izin vermeyeceğiz. Suriye’deki milyonlarca kardeşimizi zalim rejimin ve terör örgütlerinin pençesine almadık ve almayacağız. Libya’da bir darbecinin görünürde ülkeyi kırmasına rıza göstermedik ve etmeyeceğiz. Ülkemizin ve Kıbrıslı Türklerin Doğu Akdeniz’deki haklarının pervasızca gasp edilmesine boyun eğmedik ve boyun eğmeyeceğiz. Azerbaycan’ın mücadelesine tüm kalbimizle ve imkanlarımızla destek verdik, yapacağız.

İçinde bulunduğumuz coğrafyanın bize yüklediği hiçbir sorumluluktan kaçmadık ve kaçmayacağız. Bin yıldır vatanımız olarak canımız pahasına kucakladığımız bu coğrafyadan bizi tasfiye etme hayallerinden vazgeçmeyenler için daha çok kâbus göreceğiz. Milletimizden bağımsızlığımıza ve geleceğimize, bayrağımıza, dua çağrımıza, devletimize ve vatanımıza uzanan her eli kıracağız. Geçmişten ata yaptığımız köprüyü, Malazgirt’ten Çanakkale’ye uzanan büyük mücadelenin her aşamasının mesajlarını aktararak sürekli güçlendireceğiz ve sürekli yeni cepheler açacağız. Bu süreçte en büyük gücümüz ve en büyük güç kaynağımız, birliğimizi, dayanışmamızı ve kardeşliğimizi koruyarak milletimizin bize verdiği destektir. Ne tarihte ne de siyasi hayatımda bilmiyordum, görmedim, insan düzeyinde milletin gücünün üzerinde bir güç ve milletin iradesini aşan bir irade bilmiyorum. İnşallah bu güzel tablo sayesinde ülke 2023 hedeflerimize ulaşacak, oğlumuz güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakacaktır. “Rabbim bu mübarek yolda emeği, katkısı, desteği ve duası olan herkesten razı olsun.”

“Demokratik olmayan yollarla ülkemizde yönetimi değiştirmek için hesaba girdiler”

Küresel ölçekte artan terör örgütleri saldırılarının ve tüm hızıyla devam eden koronavirüs salgınının tüm dünyada paniğe yol açtığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok güçlü görünen birçok devletin terör ve salgın tehdidi ile sarsıldığını belirterek, şunları söyledi: Bazıları sırtlarına güvenen küresel yapılara bel bağlayarak, şimdi giderek derinleşen sosyoekonomik sorunlarla mücadele ediyor. Diğer ülkeleri demokrasi, özgürlükler, haklar ve adalet adına yenenler, her geçen gün hızla ırkçılık ve ayrımcılık batağına düşüyor. Tüm küresel ve bölgesel dengeler hızla yerlerini terk ediyor. Türkiye, yeni arayışının güçlü bölgesel ve küresel siyasi ve ekonomik yapısı ile yükselen bir yıldız konumundadır. Vicdan sahibi herkes, yaşadığı bazı zorluklara rağmen ülkemizin krizlerden olumlu yönde ayrıldığını kabul etmektedir. Siyasi ve askeri faaliyet gösterdiğimiz alanı sahada genişletirken, karşılaştığımız fırsatların tehditlerden daha büyük olduğunu görüyoruz.

Mücadelelerimizden başarıyla çıkarken bölgemizle birlikte tüm dünyaya umut aşılıyor ve umut veriyoruz. Bu resim elbette birini rahatsız ediyor. Son zamanlarda yapılan açıklamalara karşı iki çift mi yoksa birkaç küçük hamle mi sindirdiklerini görerek Türkiye’nin öfkesi artıyor. Kimileri bu öfkeyi içimizde tutup siyasi manevralarla karşımıza çıkarken kimileri kin ve nefretlerini açıkça göstermekten alıkoyamıyor. Zaten dışarıdan yapabilecekleri her şeyi yapıyorlar. Ayrıca kendilerini destekleyecek ve binalar inşa edecek kişileri işe almaya çalışıyorlar. Üstelik bunu açıkça söylüyorlar. Yıllardır yönetim uygulamalarını, Türkiye’de yeterince demokrasiyi suçlayan ancak, ülke artık demokratik olmayan yolu değiştirmek için hesap yönetimimize girmiştir.

Ülkemiz darbelerinden biri ile cevap vereceğiz ve dönemin vesayetinin kapandığını söyleyen eski Türkiye sanrılarını anımsatan hastalığı akla getiriyor. Millî iradenin, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünü vurguladığımızda, darbe ve vesayet isteyenlerin çirkin yüzleri ve aşağı üsluplarıyla karşılaşıyoruz. Tüm bunları yaşlılık alışkanlıklarıyla yapılan son mücadeleler olarak görüyoruz. Allah’ın izni ve milletimizin öngörüsü ile bu memlekette hiç kimse vesayetini milli iradenin üzerine çıkaramayacak, demokrasiyi tanklar altında ayaklar altına alamayacaktır.

Millete söyleyecek sözü, anlatacak projesi, ortak hayal kurması ve paylaşmanın sevinci olmayanların son umudu dışarıdan destek vaadidir. İşte onlara kötü haberlerimiz var, destek bekledikleri yerler artık kendi hayatlarında, bunu onlara bildirin. Oradan umdukları sözleri duymaya devam edebilirler, ancak bekledikleri somut desteği asla bulamazlar. Onlara tavsiyemiz, yaşlılık alışkanlıklarını bir kenara bırakıp, bizim gibi gözlerini ve kalplerini milletimize çevirmeleri. 2023 seçimlerinde halkımızın bu değerlendirmeyi en iyi şekilde yapacağına ve herkesi hak ettiği yere koyacağına inanıyorum ”dedi.

“Türkiye bugüne kadar yapısal reformlar gerçekleştirdi, çok daha büyük hamlelerin temeli oldu”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündelik meselelerle uğraşırken gençlere emanet edilecek gelecek vizyonunu şekillendirmeyi de ihmal etmediklerini belirterek, “İnşallah bundan sonraki aşamada 2053 vizyonumuzla milletimizi karşı karşıya getiririz. Bu vizyonu kısa, orta ve uzun vadeli hedeflere dönüştürmek için çalışmalara başladık. Her alanda bu hazırlıklar tamamlandığında inşallah önümüzdeki 30 yılın bir haritasını çıkarmış oluruz. Bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeler bize böyle bir vizyonun ülkeler ve milletler için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu çalışma ile ülkemizin küresel yeniden yapılanma sürecinde tam olarak nereye yöneleceğini belirleyeceğiz.

Şimdi biri çıkacak ve birkaç rakam listeleyecek, ‘Henüz 2023 hedeflerine ulaşmadınız, hangi 2053’ten bahsediyorsunuz?’ Onun söyleyeceğini biliyoruz. Çünkü bu zihniyeti akciğerlere kadar biliyoruz. Yön doğru olduğunda er ya da geç başka konuların da olacağı gerçeğini görmelerini, kabul etmelerini ve kabul etmelerini beklemiyoruz. Ama gerçek bu, bunu bilmeleri gerekiyor. Türkiye’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği yapısal reformlar çok daha büyük hamlelerin temelini oluşturdu. Bu 2053 vizyonumuzun temelini oluşturacak büyük ve güçlü bir Türkiye temelinde yeni inşaatlara başlıyoruz “dedi.

“Türkiye insani gelişme düzeyi yüksek ülkeler arasında şimdi BM’ye veriyor”

Salgın döneminde vatandaşlara sosyal destek, kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, normalleşme desteği gibi başlıklar altında sunulan fon miktarının vurgulandığını vurgulayan Erdoğan, “Bilindiği gibi 17 Ekim Mücadele Günü olarak kabul edildi. BM tarafından yoksulluk. Ülkemizde ‘halk yaşasın devlet yaşasın’ sloganıyla yoksullukla mücadele konusunda en kapsamlı programları hayata geçirdik. Hükümete geldiğimizde sosyal yardımı yılda 2 milyar liradan geçen yıl 55 milyar liraya çıkardık. Böylelikle sosyal yardımın milli gelirimiz içindeki payını yüzde 0,38’den yüzde 1,27’ye çıkardık. Türkiye, BM verilerinde insani gelişme düzeyi yüksek olan ülkeler arasında yer almaktadır. Özellikle dul, yetim, yaşlı, hasta, asker aileleri ve öğrenciler gibi grupları destekliyoruz. Milletimiz bu çabalara her türlü katkıyı yapmaktadır. Mesela özellikle ana muhalefete ve ‘Bize Yeteriz’ kampanyasında toplananlara sesleniyorum, toplanan 2 milyar 80 milyon liralık fonu hane başına bin lira olarak ihtiyaç sahiplerine dağıttık ”diye konuştu. dedim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit çocuklarına, harp ve vazife engellilere ve çocuklarına verilen eğitim ve öğretim yardımı rakamlarını açıklayarak, bu hafta toplam 19 bin 440 öğrenciyi kapsayan ödemelerin hiçbir başvuruya gerek kalmadan yapılacağını belirterek, üniversite öğrencilerine iyi haber:

“Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK aracılığıyla lisans öğrencilerimiz için Stajyer Araştırma Burs Programını başlatıyoruz. Lisans eğitiminin her kademesinden bin genç, TÜBİTAK enstitülerinde veya TÜBİTAK destekli araştırma projelerinde yer alarak bu programdan yararlanabilecek. Ülkemizde ilk defa uygulanan böyle güzel bir proje bazlı lisans burs programının gençlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum.

Derya Yetim – Ömer Çetin

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi