AK Parti 19 yaşında! Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Oruç Reis’e saldırmayın, ağır bedel ödersiniz’ dedik

AK Parti 19 yaşında! Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Oruç Reis’e saldırmayın, ağır bedel ödersiniz’ dedik
21:00 - Ağustos 13 2020 Perşembe

AK Parti’nin 19. yıl programı corona virüs tedbirleri nedeniyle 75. Yıl Cumhuriyet Amfi ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Amfi tiyatroya gelen misafirlerin oturmaları için kırmızı yastıklar hazırlanırken, amfi tiyatroya giren misafirlerin sıcaklıkları ölçülerek el dezenfektanı ve maske dağıtımı yapıldı.

Yeni Türkiye Vizyonu davetlilerinin yanı sıra “Dünya Beşten Büyüktür” kitabı ve Recep Tayyip Erdoğan imzalı kravat ve atkı hediye edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından önce Özhan Eren “Bir Kez Daha Gel”, Uğur Işılak “Dombra”, Altan Çetin “Nereden Nereden”, Ceyhun Çelikten “Tabii Evet”, Ceyhun Çelikten “İnandığın Yolda Yürümek” şarkılarını söyledi. İçin hazırlanan film. yıl misafirlere sunuldu.

“Bu dava Selçukluların kalbi, Osmanlı’nın vicdanı, cumhuriyetin zihnidir”

Bu dönemde ve tarih boyunca kendisinde mucizeyi görenlerin millete hizmet yolunu bırakıp kişisel hırslarının peşinden gidenler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepsi de bu gerçekle çok iyi yüzleşmek zorunda kaldılar. kısa bir süre ve siyasi tarihin tozlu raflarında yerlerini alın. “AK Parti kuruluşundan bu yana yaptıklarıyla ve duruşuyla Türk milletinin hayallerini gerçekleştiren, büyük bir ümmetin umutlarını canlandıran, insanlığın önünde yeni kapılar açan bir parti kimliğine sahiptir.”

AK Parti dışında ülkenin ve milletin geleceğine dair vizyonu, amacı, projesi veya programı olan başka bir siyasi teşkilatın olmadığını belirten Erdoğan, “Ana muhalefet ve aynı cephedeki diğer partilerin tek politikası AK Parti’ye saldırmak, tek sözleri Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek. Milletimiz bundan sonra 19 yıldır olduğu gibi bu zalim zihniyete saygı duymayacaktır ”.

AK Parti’nin ilk insanla başlayan büyük medeniyet davasının bugünkü temsilcisi olmayı arzuladığını vurgulayan Erdoğan, “Bu davaya gönül verenler, tüm mazlumların hukukunu korumak için onlarla mücadele etti. dünyada. Bin yıldır coğrafyamızdaki bu mübarek yürüyüşün bayrak taşıyıcısı olan atalarımız, 3 kıta ve 7 iklimde barış, kardeşlik ve adaleti tesis etmek için yüzyıllardır terlemişlerdir. Hareketimiz, davamız ona Allah’ın ve Peygamberinin alemlere rahmet olarak gönderdiği her şeyden önce yol göstermiştir ”.

Erdoğan, “Bu dava Selçukluların kalbi, Osmanlı’nın vicdanı, cumhuriyetin hikmetidir” ifadelerini kullanarak AK Parti’nin hamurunu halkın yoğurduğunu ve milletin AK Parti dokusunu dokuduklarını söyledi. Erdoğan, “Dua ile yola çıktık, aynı şekilde devam ediyoruz. Bizim için esas olan milletimizle el ele yürümektir. AK Parti’nin milletin partisi olduğunun işareti, 2002 Kasım ayından bu yana girdiği her seçimde birinci olmayı başardığıdır. Siyasi ve siyasi hayatın sancılı deneyimlerini yaşayan milletimiz AK Parti’nin yolunu çizmiştir. Yıllardır ekonomik krizler yaşadı ve milletimiz adını verdi. Türkiye 14 Ağustos 2001’den itibaren yaşadıklarını asla unutmamalı. Özellikle 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra AK Parti’yi iktidarda ama başarısız bir partiye dönüştürmek için oynanan oyunları her zaman aklımızda tutmalıyız. Bürokrasiden medyaya, iş dünyasına, kendisini milletten üstün gören, ülkeyi sahiplendiğini düşünen bir avuç vahşi azınlığın bize nasıl tuzak kurduğunu dün gibi hatırlıyoruz. YAŞ toplantılarından dönemin Cumhurbaşkanı’nın davetlerine kadar, sürekli krizlerle nasıl karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz. Kışkırtıcı cinayetlerle nasıl köşeye sıkıştığımız hala gözümüzün önünde. Neyse ki, 2007 Cumhurbaşkanlığı Seçimi sırasında hiçbir hukuksuz, ahlaksız ve pervasız girişimlere teşekkür etmedik. Bunun bedelini bir dava ile ödedik. Demokratik konvansiyonlara ne kadar sarılırsak sarılalım, önümüzdeki faşist zihin durmadı. Milletimiz “411 eller kaos içinde” manşetinde kendi iradesini hiçe sayan alçak zihniyetini asla unutmayacaktır. Davos’taki ‘Bir Dakika’ olayı, AK Parti’nin mazlum ve kurban mücadelesinin uluslararası arenadaki en yüksek adımının simgesi. O zaman yanımızda olanların o salondan çıktıklarında ne söylediklerini çok iyi biliyoruz. Şimdi bir parti var. Ne dediklerini biliyorsun, “şimdi yandık.” Neden? Bir Dakika dedik. İsrail’in israfına karşı açık olduğunu söylediğimiz kişiye. Zamanla gelecek bazı şeyleri apaçık tanıklarla ortaya çıkaracağız. Bu milletin dertlerinden kimin endişe duyduğunu bilecek ama zamanı var ”.

“Oruç Reis’imize saldırmayın, ağır bedel ödersiniz”

Suriye’de yaşanan iç karışıklıklar ile Türkiye üzerine oynanan oyunların yeni bir boyuta taşınmasıyla Erdoğan, “Artık hem içeride hem dışarıda çok daha sert, çok daha sinsi mekanlar kanlı bir sürece giriyordu. Gezi olaylarıyla sokakları işgal etmeye çalıştılar. 17-25 Aralık güvenlik adli darbesi ile milli iradeyi gasp etmek ve mahalleleri çukur eylemlerle bölmek, PKK’dan IŞİD’e kadar tüm terör örgütlerine en öfkeli şekilde saldırdılar. 15’te darbe girişiminde bulundular. Temmuz Kuzey Irak, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’deki operasyonlarımızla bu saldırılara anladıkları dilde yanıt verdik, bugün verdik, onlara Oruç Reis’imize saldırmayın dedik, dedik. Oruç Reis’imize saldırırsanız ağır bir bedel ödeyeceksiniz ve bugün ilk cevabı onlar aldı ”dedi.

“Mührü elinde tutan padişahtır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim, sağlık, gençlik ve spor, adalet, ulaşım, sosyal yardım, çevre ve şehircilik, tarım, enerji, ekonomi ve turizm alanlarında verilen hizmetleri kısa başlıklar halinde anlatarak, ekonomiyle ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“Bugün ülkemiz ve milletimiz için verdiğimiz bu uzun, meşakkatli, tam zamanlı mücadelede kritik bir aşamadayız. Cumhuriyet tarihimizin en büyük kalkınma hamlelerini ve demokratikleşme adımlarını gerçekleştirdiğimiz 18 yılı, ekonomik açıdan iki döneme ayırmak gerekiyor. İlk dönem, 2002-2013 dönemini kapsayan potansiyelimizi keşfetme dönemidir. 2002, Türkiye ekonomi için dönüm noktası oldu. 2002-2013 yılları arasında sağladığımız ekonomik istikrarla çok önemli kazanımlar elde ettik. Sanayiden tarıma, inşaattan turizme güçlü bir büyüme performansı yakaladık. Türkiye bu dönemde gerçek gücü ve olasılığı kavradı. Milli gelirimizi 2013 yılında 236 milyar dolardan 950 milyar dolara çıkardık. Kişi başına milli gelirimizi 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara çıkardık. Böylelikle üst orta gelir grubuna geçtiğimiz ülkemiz yüksek gelir grubuna yaklaşmaktadır. İhracatımız 10 yıl sonra 36 milyar dolardan 152 milyar dolara ulaştı. Unutma, paramızda 6 sıfır vardı ve sonra 6 sıfır sildik. Birisi şimdi ona can atıyor. Ülkenin başbakanı olmalılar. ‘O işi arıyorduk’ falan diyenler var. Karar verici kim, kimse ona elbette söylemiyor. Orada mührü tutan, padişahtır. Faiz oranlarının yüzde 63 olduğu dönemlerden faizin düşeceğini söylediğimizde direnenlerin, düşeceğini söylediğimizde bir daha direnemedikleri ve faizi yüzde 4,6’ya kadar çektik. Enflasyon 7 kısma düştü. Direniyorlardı. Çünkü IMF konusunda belli bir güçleri yoktu. İlginç olan şu ki, Davos’a gittiğimizde Fransızların tanıdığı Strauss-Kahn’ı tanıyoruz, röportajımızda onu görüyoruz, “Sen IMF’nin başısın, ama Türkiye’nin benim. Her türlü borcu takip edebilir, ancak Türkiye’nin siyasi noktasıyla ilgili emir veremezsiniz. Bu bize aittir. Ödemeleri alıyorsunuz, bu nedenle asla siyasi yön veremiyoruz, biz Türkiye’yiz. ‘O zaman IMF’ye olan borcumuz vardı. 22.5 milyar $ Mayıs 2013’e geldik, IMF’ye borcumuzu sıfırladık, faiz noktasına koyduğumuz tavırla nasıl oldu? Ana muhalefet ‘IMF’den borç al’ diyerek ortaya çıktı işin böyle bir sorunumuz yok.

2013’ten günümüze kadar olan dönemi mücadele dönemi olarak adlandırdığını belirten Erdoğan, “Bu dönemde yaşadığımız her saldırının doğrudan ve dolaylı etkileri ile ülkemize ağır bir bedeli oldu. Ekonomik büyüme ivme kaybederken, faiz oranları ve enflasyon yeniden çift haneli rakamlara yükseldi. Attığımız kararlı adımlarla ekonomimizin daha güçlü yoluna devam etmesini sağladık. Nitekim 2019 yılı sonu ile kıyaslandığında her alanda 2002’nin üzerindeyiz. Milli gelirimiz 236 milyardan 754 milyar dolara, kişi başına milli gelirimiz 3 bin 500 dolardan 9 bin 127 dolara çıktı. 2002 yılında satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 17. ekonomisi olurken, bu koşullarda G-20 içindeyiz, bugün dünyanın 13. büyük ekonomisiyiz ”dedi.

Derya Yetim – Ömer Çetin – Emin Kuvat

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi