Kendi alanına girilen köpekler saldırganlaşır

Kendi alanına girilen köpekler saldırganlaşır
13:40 - Mart 6 2019 Çarşamba

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Veteriner Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Koçkaya, son zamanlarda köpek saldırılarına dair haberlerin arttığını belirterek, köpeklerin kendine çizdiği bir alanın bulunduğunu ve bu alan ihlal edilen köpeklerin saldırgan hale gelebileceğini söyledi.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Veteriner Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Koçkaya, son zamanlarda köpek saldırılarına dair haberlerin arttığını belirterek, köpeklerin kendine çizdiği bir alanın bulunduğunu ve bu alan ihlal edilen köpeklerin saldırgan hale gelebileceğini söyledi. Koçkaya, köpek kendilerine çizdikleri alana girilmesinin onlar için tehdit olarak algıladıklarını belirterek, “Son zamanlarda ki köpek saldırıları, sokak hayvanlarının artışına bağlı gerçekleşen bir durum. Sokak hayvanlarının sayısı neden artıyor diye bakmak lazım. Köylere gelen gurbetçilerimiz yazlık dönemde sokak hayvanlarını alıyorlar sahipleniyorlar ve tekrar kış döneminde tekrar büyük şehirlere gideceği zaman bu hayvanları sokaklara bırakıyorlar. Sokaklara bırakılan hayvanlarda ister istemez kendilerine bir alan belirliyorlar ve bu alanı korumaya başlıyor. Bizde bu alanlara girdiğimiz zaman onlar için tehdit unsuru olarak algılana biliyoruz ve saldırı sayısı buna bağlı olarak kış dönemlerinde artıyor. Bu alanlara girdiğimiz zaman saldırılara karşı ne yapmamız gerekiyor? Özellikle kendimiz için ne yapmamız gerekiyor? Ani refleksler ve ani hareketler yapmamamız gerekiyor. Köpeklerin dikkatini çekecek onların tehdit gibi algılayacağı reflekslerden hareketlerden kaçmamız gerekiyor. Genelde son zamanlarda bize soru şu şekilde geliyor; ‘Köpek saldırılarıyla karşı karşıya kalırsak ne yapmamız gerekiyor?’ diye. Biz bunun şuanda kreşlerde eğitimini veriyoruz. Daha önce de belirtmiştik yaklaşık bin 374 tane kreş öğrencisine biz bunun eğitimini verdik ve bu eğitimlerde ağaç olma modeli hakkında bahsetmiştik. Ağaç olma modeli uygulayıp hareketsiz bir şekilde durup önemli organlarımız korursak köpekler bizim onlar için tehdit unsuru olmadığımızı algılayıp onlara herhangi bir zarar vermeyeceğimizi algılayıp gelip bizim etrafımızda bir tur atıp koklayıp uzaklaşacaklardır. Özellikle köpek olma modeli çok önemli. Sivas için konuşacak olursak 4 Mayıs’ta çok iyi bir çalıştaya adım atacağız. 4 Mayıs Cumartesi günü üniversitemizin kültür merkezinde iyi bir çalıştay gerçekleştireceğiz” dedi.

Köpeklerin bulunduğu alanlarda ani refleksten kaçının

Köpeklerin alanlarına girdiğimiz anda ani reflekslerin yapılmaması gerektiğine vurgu yapan Koçkaya, “Hayvanlar yeterli yiyecek bulamazlarsa ister istemez alanlarını büyütme stratejisine giderler. Alanlarını büyüttükçe de onların kendilerinin sahiplendikleri alana bizim girme ihtimalimiz daha da artar ve böylelikle saldırılarla daha çok karşılaşırız. Burada en önemli olay onların alanlarına girdiğimizde ani reflekslerden kaçınmak ani reflekslere dikkat etmek çünkü onlar tehdit gibi algıladığında veya onların hakimiyeti olan alanda sen zaten o alana girdiğin zaman ister istemez ne yapıyorsun onların için bir yabancısın tehdit oluyorsan artık saldırmak zorunda kalırlar bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Saldırıya uğrayan insan ilk önce eğer saldırının boyutuna göre tabi ki ilk yardım müdahaleleri veya direk hastaneye gitmeli çok büyük böyle hastaneye gitmeye gerek bir durum yoksa ısırılan bölgeye güzelce sabunlu suyla yıkar buna dikkat etmesi gerekir ama en büyük endişelerden biri kuduz endişesidir. Isıran köpeğin özellikle karantina altında tutulması gözlem altınsa tutulması gerekir eğer kuduz belirtileri ortaya çıkarsa veya kuduz testleri yapılacaksa böyle durumlarda köpeğin kontrolümüzün altında bulunması önemlidir” diye konuştu.

Köpekler kovalamak sakıncalı bir durum

Mustafa Koçkaya, köpeklerin kovalanmaması gerektiği üzerinde önemle durarak, “Köpeklerin vücut dilini iyi okumak lazım. Saldıracak bir köpek zaten sırt tüylerini kaldırır, dişlerini gösterir, hırlayarak size yaklaşır. Bunlar zaten iyi bir göstergedir. Bunları göre göre hala ani refleksler ani hareketler ediyorsak bu açık açık saldırıyı kendimize çağırmaktır. Bu özellikleri gösteren köpekleri gördüğümüzde direk bir ağaç modeli olmak en uygun modeldir çünkü sizin tehdit olmadığınızı algıladığında saldırıyı bırakır. Bizim en çok karşılaştığımız olgulardan bir tanesi şu, Köpekler kısırlaştırılmalı mı? diye bize sorular geliyor. Zaten belediyeler üzerlerine düşen görevi bu konuda yapıyorlar. Sokaktan toplanan köpeklere belli operasyonlar bildiğim kadarıyla yapılıyor. Aşılamaları yapılıyor. Bunlar çok önemli mesela kuduz aşıları yapılıyor, parazit aşıları yapılıyor ve ondan sonra hayvanların tedaviye yönelik kısımları varsa tedavileri yapılıp tekrar doğal yaşamlarına belediyeler tarafından bırakılıyorlar. Kayıt altına alınıyorlar. Kayıt altına alınan köpeklere ise genelde küpe takılıyor. Yani sokakta gördüğümüz küpesi bulunan hayvanlara dikkat edecek olursak bunlar aşıları yapılmış sıkıntılı olmayan hayvanlardır yani sıkıntı oluşturmayacak hayvanlardır. Hiçbir hayvan normalde sıkıntı oluşturmaz. Kesinlikle hayvanlar kovalanmamalı. Şöyle düşünelim bu yaşam alanının tamamı bize ait değil. Bu yaşam alanlarında onlarla beraber yaşıyoruz. Eğer biz onları korkutursak onlar bir süre sonra bu korkudan dolayı davranışlarını yine ısırma ve saldırma şeklinde bize gösterirler. O yüzde kovalamak yerine onların komşumuz olduğunu ve yaşam alanları olduğunu unutmamamız gerekir” şeklinde konuştu.