Diyetisyen Karakuş: “En büyük yanlış kurban etinin bekletilmeden tüketilmesidir”

Diyetisyen Karakuş: “En büyük yanlış kurban etinin bekletilmeden tüketilmesidir”
13:45 - Ağustos 7 2019 Çarşamba

Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Diyetisyeni Merve Karakuş, “Et ile beraber kalsiyum kaynaklı yoğurt, süt, ayran tüketilmemelidir, çünkü bu besinler demirin emilimini azaltıcı etki gösterir” dedi.

Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Diyetisyeni Merve Karakuş, sağlıklı beslenme ile ilgili önerilerde bulundu. Kırmızı etin fazla tüketiminin başta kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri olmak üzere birçok hastalıkla ilişkili olabileceğine dair çalışmalar bulunduğunu anımsatan Diyetisyen Karakuş, et tüketiminin fazla olmasının en önemli zararlarından birinin de kolesterol yüksekliği olduğuna vurgu yaptı. Kan kolesterol değerlerinin yükselmesinin özellikle kalp damar sağlığı açısından risk oluşturabildiğine dikkat çeken Karakuş, “Kırmızı et, sindirimi zor olduğu için mideyi rahatsız edebilmekte ve bağırsakta değişim oluşturarak kabızlık sorununu meydana getirebilmektedir. Bunu önlemek için etle birlikte mutlaka sebze veya salata gibi lif içeriği yüksek besinlere yer vermek gerekir” dedi.

“Mide rahatsızlıkları çeken bireyler eti 24 saat bekletmeden tüketmemelidir”

Et tüketiminde yapılan en büyük yanlışın, bayram günü kesilen hayvan etinin bekletilmeden tüketilmesi olduğunu belirten Karakuş, “Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede, hem de sindirimde zorluk oluşturur. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler, eti 24 saat bekletmeden tüketmemelidir. Et tüketiminde dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da, et ile beraber kalsiyum kaynaklı yoğurt, süt, ayran tüketmemektir. Çünkü bu besinler demirin emilimini azaltıcı etki gösterir. Kavurma ve kırmızı et öğle öğününde tüketilmeli, akşam öğününde ise sebze veya kurubaklagil gibi posa içeriği yüksek yemekler tercih edilmelidir. Et kullanılarak yapılan sebze ya da kurubaklagil yemeklerine yağ ilave edilmemelidir” şeklinde konuştu.

Özellikle kalp-damar hastaları, diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları ve böbrek hastalarının bu dönemde risk altında olduğunu dile getiren Karakuş, sağlıklı bireylerin bile dikkatli beslenmediğinde sindirim problemleri, midede şişkinlik, ağrı, kabızlık, kalp çarpıntısı ve tansiyon yükselmesi gibi sağlık problemleriyle karşılaşabileceğine işaret etti. Kurban etini saklama yöntemleri hakkında da bilgiler paylaşan diyetisyen Karakuş, “Etler; büyük parçalar şeklinde değil kıyma, kuşbaşı gibi küçük parçalara ayrılarak, buzdolabında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Buzdolabında -2 santigrat derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede daha uzun süre saklanabilmektedir. Buzluktan çıkartılan etler, yine buzdolabının alt raflarına indirilerek çözdürülmeli, çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

“Etin kendi yağı ile pişmesi sağlanmalıdır”

Kurban etini pişirirken haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğinin üzerinde duran Karakuş, “Etler eğer kömür ateşinde pişirilecekse, ateşten en az 15 cm yukarıda tutulmaları kanser ve kalp sağlığının korunması açısından önem taşımaktadır. Kurban Bayramının geleneksel yemeği haline gelen kavurmanın içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirme yapılmalıdır. Özellikle katı yağlar, et yemeklerinde kullanılmamalıdır, etin kendi yağı ile pişmesi sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.

Bayram ziyaretlerinde ise çikolata, şerbetli hamur tatlıları yerine meyve, kuru meyve, sütlü tatlıların (muhallebi, sütlaç, kazandibi vb.) tercih edilmesi gerektiğini belirten Karakuş, asitli meşrubatlar, hazır meyve suları yerine ise açık çay, bitki çayları, ayran veya cacık tercih edilmesinin daha sağlıklı olacağını sözlerine ekledi.

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi