Yargıtay’dan emsal ve ahlaki tazminat kararı

Yargıtay’dan emsal ve ahlaki tazminat kararı
10:00 - Haziran 30 2020 Salı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ahlaki zararlarda ’emsal’ bir karar imzaladı. Çocuk parkındaki aydınlatma direğindeki sızıntı nedeniyle ağır yaralanan ve ağır yaralanan çocuk için az miktarda 5 bin lira tazminat bulan Yüksek Mahkeme; Ahlaki tazminat davalarında caydırıcılık faktörünün gelişmiş ülkelerdeki eski kalıplardan çıkılarak vurgulandığına dikkat çekti.

Oyun alanının yanındaki ışık direğindeki sızıntı nedeniyle elektrik akımına yakalanan çocuk ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaralanan çocuk günlerce yoğun bakım ünitesinde tedavi edildi. Çocuk taburcu edildikten sonra, acı veren aile olaydan sorumlu kurumların peşine düştü. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kapısını çalan acı veren aile, kurban çocuk için 30 bin lira, anne ve baba için 10 bin lira talep etti. Mahkeme davayı kısmen kabul etmiştir; Mağdur çocuk için 15 bin, anne ve baba için 5 bin lira manevi tazminat ödedi. Sanık kurumları karara itiraz ettiler. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, davacıların miktarını ekonomik durumlarını incelemeden belirlemenin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararı bozdu. Mahkeme, mağdur çocuk için 5 bin lira ahlaki tazminat ödenmesi gerektiğine hükmetti. Bu kez davacılar temyiz etti.

“Miktar caydırıcı olmalı”

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı son zamanlarda taraflara bildirildi. Karar şu şekildeydi: “Somut davada, davacıların yararına ahlaki tazminatı takdir etmek için kazanılmış hak yaratılmıştır. Mahkeme, davacıların yararına reddedilen talepleri ve ahlaki tazminat taleplerinin reddini reddetmiştir. Benzer bir işleve sahip benzersiz bir işlevi vardır.Bu bir ceza değildir veya ne de kanunun kanununa verilen zararı telafi etmeyi amaçlamamaktadır, bu nedenle bu tazminatın limiti Manevi tazminat davalarında, caydırıcılık unsuru artık gelişmiş ülkelerdeki eski kalıplardan çıkılarak vurgulanmaktadır.Geliştirme hukukunda, bu yaklaşım caydırıcı boyutlarda ve bir anlamda ahlaki tazminatın takdir edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. bireylerin bedenine ve ruhuna yönelik haksız davranışlardan veya ihmalkar davranışlardan memnuniyet duyma, ayrıca bunun geldiğini vurguluyor. katılımlar insan hayatıdır ve herhangi bir değerin telafi edilmesi imkansızdır. Buradaki amaç, biraz rahatlama hissi vermektir; Öte yandan, zarar veren husus, bakımı ve dikkati etkileyecek bir yaptırımla caydırıcıdır. Somut davada, mağdur çocuk için takdir edilen ahlaki tazminat miktarı da azdır. Etkinliğin özelliklerini değerlendirerek özkaynağa uygun bir ahlaki tazminat miktarı belirlemek gerekli olmakla birlikte, yazılı bir karar vermek doğru değildir. Kararın bozulduğu oybirliğiyle kararlaştırıldı.

Süleyman Aydın

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi