Vakaların görülmediği köye telefon dökülüyor

Vakaların görülmediği köye telefon dökülüyor
16:00 - Aralık 10 2020 Perşembe

Ülkemizde corona virüs salgınının görülmeye başladığı günden bu yana Bartın’ın Amasra ilçesine bağlı Aliobası köyünde herhangi bir vakaya rastlanmadı. Köy muhtarı Ramazan Tığ’ın, köy sakinlerini virüse ve uyguladığı kurallara karşı bilinçlendiren gece gündüz çalışmaları sonucunda Aliobası köyü ‘virüsün giremeyeceği köy’ olarak ünlendi. Köyde doğal yaşam konularına da dikkat çeken haber, Türkiye’de üretilen köyde doğal ürünler için düşmeye başladı. Ülkenin farklı illerinden muhtarlara ulaşan vatandaşlar, köyden arazi satın almak için görüşme talebinde bulundu.

Karadeniz kıyısında ormanlık bir alanda yer alan 600 ve 120 konut nüfuslu köy sakinleri, şu ana kadar köylerinde hiçbir vaka görülmemiş olmasının sırrının kurallarla bir arada yaşamada gizli olduğunu söyledi. ve doğa. Köy sakinlerinden Nurşen Özel (64), muhtarlarının uyarılarına kulak verdiklerini belirterek, “Muhtarımız, il dışından gelenlerin köye girmesine izin vermiyor. Köyümüze hiçbir yabancıyı götürmüyoruz. Köylere yaşamak için gitmiyoruz. Kabul etmiyoruz. Her zaman doğal şeyler yiyoruz. Her zaman tarhana, bal, pekmez, zencefil gibi şeyler içeriz. Ihlamur çayı içiyoruz. Birbirimizle hiç ilgilenmiyoruz. Maskelerimizi çıkarmayız. Muhtar bizi her konuda sürekli uyarıyor. “Onun yaptığını yapıyoruz” dedi.

Aynı köyde yaşayan Ali Özel (60), temizliğe önem verdiklerini ve doğal beslendiklerini belirterek, “Önce temizliğe dikkat ediyoruz. Hiçbir yabancının köye girmesine izin vermeyiz. Süt yiyoruz. Doğal olarak pekmez, reçel, bal, tavuk yumurtası, dışarıdan hiçbir şey almıyoruz ve binde bir yemiyoruz. Fazla seyahat etmiyoruz. Köyümüzü terk etmiyoruz. Mesafeyi takip ediyoruz ”dedi.

Evlerine misafir kabul etmediklerini ve köyü terk ettiklerini söyleyen Sevgi Tığ (45), “Öncelikle maske, mesafe, temizlik hijyeni. Evimize misafir kabul etmiyoruz. Biz ziyaret etmeyeceğiz. Doğal beslenme gösteriyoruz. Şekersiz dut pekmezimiz var. Bal yeriz. Allah onu kimseye vermesin, çok kötü bir hastalıktır. Herkes kendini korusun. Annem bu hastalıktan acı çekti ve ben ona gidemedim. Gitmem suç, gitmezsem suç ama sevdiklerimi korumak için gitmemeyi seçtim. Lütfen dikkatli olun, bu çok kötü bir şey. Sevdiklerimizi koruyalım, mesafemize dikkat edelim ”dedi.

Köyde yaşayan ilkokul öğrencileri Şevval Tığ (11) ve Ayşe İrem Parlak’da (12) maske ve mesafe gibi kurallara dikkat ettiklerinin altını çizerek, “Evde kalıyoruz, kendimize bakıyoruz. Sağlıklı yiyecekler yiyoruz. Genellikle dışarı çıkıp kalabalık ortama girdiğimizde maskemiz ağzımızdadır. Zaten her zaman dışarı çıkmıyoruz. Sosyal mesafemizi de koruyoruz ”dediler.

Köyünüzde satılık arazi var mı? “

Aliobası köyünün 3 dönem muhtarlığını yapan Ramazan Tığ, “Köyümüzde sıfır vaka ile devam ediyoruz ve şu ana kadar. 10 aylık dönemde önce maskeleri ve çok sıkı bir şekilde dağıttım. 20 binden fazla maske dağıttım. Maskeleri dağıtırken halkımıza haber verdim. Maske, mesafe, hijyen, komşularınızla oturmaya gitmeyin, komşularınızı davet etmeyin. Bu şekilde 10 aylık süreci yürüttük. Bazen çok katı kuralları takip ettim. İstanbul’daki dostlarımıza ve köylülerimize ‘gelme’ dedim. Burada annenizi, babanızı veya büyükbabanızı mağdur etmeyin. Buraya gelin ve burada sorun çıkmaz. Köyümüze sıfır vakayla devam etmek için bir çağrı yaptım. Benim köyümde yaşayan vatandaşlarımız aramalarımıza uysun, yurt dışında yaşayanları Allah korusun. Hâlâ sığmaya devam ediyorlar. Organik ürünlerimiz de var. Bunlar bizim en büyük avantajlarımız. Organik balımız, organik dut pekmezimiz var. Organik çayımız, tarhanamız var, bu yüzden onlar tarafından korunuyoruz. Sabahları sıcak tarhana içiyoruz. Çorbalarımızda hep tarhana tercih ediyoruz. Balımız çok organik. Köyümüzün tüm sofralarında marmelat, bal, organik dut pekmezi var. Bu yayınların başlangıcından bu yana İstanbul, Ankara, Denizli, Hatay, Artvin’den köyümüze her yönden yoğun bir telefon trafiği olmuştur. Nasıl korunduğunuz hakkında benden bilgi alıyorlar. Köyünüzde satılık arazi olup olmadığını söylüyorlar. Arazi talep ediyorlar. Mesela bugün Çanakkale’den aradılar, İzmir’den aradılar. Halkımızın hassasiyeti köyümüze büyük bir talep yarattı. Muhtar olarak köy halkıyla gerçekten gurur duyuyordum. Onur duyuyorum, gurur duyuyorum. Şimdiye kadar kestane balı için büyük bir talep var. Dut pekmezi, misket limonu, tarhana ve kuşburnu talepleri vardır. Köyümüzde Yüce Tanrı’nın verdiği tüm nimetlere sahibiz. Köy halkımız bu nimetlerden bilinçli olarak yararlanır. Yararlanınca hastalığı kendi köyümüze, komşularımıza, köy halkına şu ana kadar sıfır vaka ile devam ettiriyoruz. “Köyümüzde bu süreci hiçbir vaka olmadan sıfır vakayla sürdürüyoruz.”

Bülent Bostancı

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi