Prof.Dr.Oğuztürk uyardı: ‘Sigara içenlerde Covid-19 enfeksiyonu daha şiddetli’

Prof.Dr.Oğuztürk uyardı: ‘Sigara içenlerde Covid-19 enfeksiyonu daha şiddetli’
16:00 - Ağustos 25 2020 Salı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından yaptığı konuşmada, korona virüsle mücadelede sigara içmenin tehlikeye atıfta bulunarak, “En büyük tehditlerden birinin o sigara olduğunu bilin. Kendi ölüm fermanınızı imzalıyorsunuz” dedi.

Korona virüsü ile mücadelede ön sıralarda yer alan ve bu virüsle birebir mücadele eden doktorlardan biri olan Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdare ve Eğitim Sorumlusu. Dr. Hakan Oğuztürk, Covid-19 şüpheli olarak kendilerine başvuran bazı vakalarda hastanın sigara öyküsünün sorgulandığını ve sigara içen hastalarda tedavinin yavaş olabileceğini belirtti.

“Virüsün vücuda en çok giriş kapısı, burun ve solunum yolu”

İlk corona virüsü vakalarının ortaya çıkmaya başladıktan sonra bilim dünyasında pek çok verinin paylaşıldığını ve ilk aylara göre oldukça gelişmiş olduğunu ifade etti. Dr. Oğuztürk, “Virüsün vücuda giriş noktaları 3 önemli kapıdan oluşuyor. Bunlardan ilki ağız bölgesi, ikincisi burun bölgesi ve üçüncüsü göz mukozasıdır. Bahsettiğiniz yayını da okudum. Vurgulanması gereken, virüsün tutunacağı solunum yolunda ACE-2 reseptörleri dediğimiz oluşumların daha çok burun bölgesinde olmasıdır. Biz biliyoruz ki. Ancak burada vurgulanması gereken ana nokta şu olmalı, virüsün vücuda en çok giriş kapısı, burun ve solunum yolları. Bu nedenle maskenin burun bölgesini de kaplaması için bu alanı da kapatacak mekanizmayı aktif hale getirmemiz gerekiyor. Sadece ağzı kapatan bir maskenin koruma açısından bize pek bir şey yapmadığını biliyoruz. Bir diğer önemli konu da virüsün vücuda göz mukozasından girdiğini bilmemizdir. Bu anlamda ellerimizle gözlerimizi kaşırsak ciddi bir kirlenme riski olabilir. Virüs bu burunda ACE-2 dediğimiz reseptörlere yapıştıktan sonra bu bölgelerin sinir hücreleri açısından da yoğun olduğunu ve bu reseptörlerin sinir hücrelerinde yoğun olduğunu biliyoruz. Virüsün de birçok farklı şikayet ile karşımıza çıktığını biliyoruz. Bunlardan biri koku kaybı idi. “Anosmi dediğimiz koku kaybının, kokuya bağlı bu sinirlerin zarar görmesi nedeniyle oluşabileceğini biliyoruz.”

“Covid-19 enfeksiyonu sigara içenlerde daha şiddetli”

Prof.Dr.Oğuztürk, sigaranın vücuda zararlı binlerce toksik madde içerdiğine değinerek, “Covid-19 hastalarının sigara içme durumu hastalığın daha şiddetli ilerlemesine neden oluyor. Gözlemlerimiz aynı. Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği’ne başvuran hastalarda ilk andan itibaren sigara içip içmediğini sorguluyoruz. Sigara, solunum sistemine zarar vererek virüsün o bölgede ilerleyebileceği bir mekanizmayı harekete geçirir. Bağışıklık mekanizmasını bozar. Ayrıca o bölgedeki siliyer epitel hücreleri dediğimiz hücrelere de zarar verir. Ayrıca vücudun solunum yollarının koruyucu tabakası dediğimiz yüzey aktif madde proteinlerine de zarar verir. Bunların sonucunda pişmanlıkla söylüyoruz; “Sigara içenlerde Covid-19 enfeksiyonu daha şiddetli” dedi.

“Plazma bağışı ile yeni hastalar daha hafif bir hastalığa sahip olabilir”

Türkiye’de 11 Mart vakalarının ilk resmi açıklamasının ardından Sağlık Bakanlığı, Türk Kızılayı ve üniversitelerin plazma tedavisi konusunda aktif bir çalışmaya başladığını belirten Prof.Dr.Oğuztürk, “Tedavide ana mekanizma bizler call plazma tedavisi bir antikordur, yani hastalığı yaşamış ve iyileşmiş kişilerde virüse karşı bağışıklık mekanizmasının unsurları gelişir. Burada oluşan antikorlar yeni hastalara verilerek hastalığın daha hafif seyretmesi veya hiç şikayeti olmayan yol benimsenmiştir. Bu nedenle bu antikor tedavisini en başından beri ülkemizde uyguluyoruz. ABD, ilaç ve diğer beslenme birimleri tarafından oluşturulan protokol ile yeni protokollerine dahil etti. Ama sonuç olarak aylardır uygulanıyoruz ve bu tedavi yöntemiyle iyileşmiş hastalar var. Tabi bu plazma işleminin uygulanmasında önemli olan konu nedir? İyileşen insanlar bu plazma bağışını harekete geçirmek için bir mekanizma sağlar. Bu anlamda hastalığı atlatıp negatif test sonucu alan ve bu hastalıktan en az 28 gün kurtulan kişilerin de bağış yapma duyarlılığı olması gerektiğini hatırlatalım ”.

Utku Şimşek – Nurullah Geylani

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi