Prof.Dr.Oğuztürk: ‘Ciddi bir mutasyon varsa aşı çalışmalarının başa dönme riski olabilir’

Prof.Dr.Oğuztürk: ‘Ciddi bir mutasyon varsa aşı çalışmalarının başa dönme riski olabilir’
15:12 - Eylül 2 2020 Çarşamba

Korona virüsle mücadelede sahada aktif olarak çalışan doktorlardan biri olan Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu. Dr. Hakan Oğuztürk, Covid-19 enfeksiyonunun corona virüs ailesinin bir üyesi olduğunu ve RNA grubunda yer aldığını belirtti. RNA grubuna üye virüslerde nokta mutasyonunun yaygın olduğunu belirten Prof.Dr. Oğuztürk, ciddi bir mutasyon olasılığının teorik olarak mümkün olduğunu söyledi.

“Ciddi bir mutasyon varsa, aşı çalışmalarının başa dönme riski olabilir”

Prof. Dr. Oğuztürk, “Covid-19’u enfekte eden virüs, corona virüs ailesinin bir faktörü, bir birey ve RNA grubundaki bir virüstür. Corona virüs ailesindeki RNA virüslerinin mutasyon özelliği, DNA virüslerinden çok daha yüksektir. Bu virüslerin en önemli özelliklerinden biri de çok sık küçük nokta mutasyonları yapmalarıdır. Ancak bu, bu virüslerde ciddi bir mutasyon olmayacağı anlamına da gelmez. Böylesine ciddi bir mutasyon meydana gelirse, aşılama çalışmalarının geri dönme riski olabilir. Bu anlamda yeni araştırmalara ciddi bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu özelliği ile küçük nokta mutasyonlu aşı çalışmaları açısından herhangi bir risk yoktur. Ancak virüs ciddi şekilde büyük bir mutasyon yaşamış olabilir ve sonra bu aşı ile mücadelede sorun yaşayabiliriz. Ya da tam tersi olabilir. Virüs mutasyona uğradığında, hem ölümcüllüğünü hem de insanlar için böylesine büyük bulaşıcılığını tamamen kaybedebilir. Teorik olarak, bunların hepsi mümkün ”.

“Dünyada pek çok ilacı bilinçli ve pozitif şekilde ilk kez Türkiye Sağlık Bakanlığı hastanelerinde kullanan yerler”

Türkiye’de görülen Covidien-19 vakalarının ilk tarihi olan 11 Mart’tan bu yana, virüsün virüsle mücadelede çok başarılı olduğunu belirten Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, “Vakaların 11 Mart’ta ülkemizde ortaya çıkmasının ardından tedavi protokolü Sağlık Bakanlığı himayesinde Bilim Kurulu kararları ile hazırlanmış olup, bu tedavi protokolü günümüzde oldukça profesyonel bir şekilde güncellemeler ile devam etmektedir. Vakalara baktığımızda evet, vakalarda bir miktar artış var. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta; Dünyada Covid-19 ile mücadele eden diğer ülkelere kıyasla tedavi açısından başarımızı çok net görüyoruz. Ölümlerin sayısı kesinlikle dünya ortalamasının çok altında. Bunun net karşılığını şu şekilde açıklayabiliriz; verilen tedavi yöntemleri, sağlık çalışanlarının özverili çalışması. Bu durum doğal olarak düşük ölüm oranını ortaya çıkarmıştır. Dünyada pek çok ilacın bilinçli ve pozitif şekilde ilk kez Türkiye Sağlık Bakanlığı hastanelerinde kullanıldığı yerler. Favipiravir dediğimiz ilaç Çin’de yoğun bakımdaki hastalara uygulanmış ancak bilimsel araştırmalar sonucunda bu ilaç kişilere yoğun bakıma gitmeden önce verilmiş ve yoğun bakıma geçiş yüzdesi düşürülmüştür. Ayrıca bu hastaların durumunun kötüleşmesi ve daha ağır koşullarda takibi engellendi. Yine Hidroksiklorokin ilacı veriliyor ve bunun da ülkemizin başarısında etkili olacağına inanıyorum. Rakamlar da bunu ifade ediyor. Ayrıca yoğun bakımda yatan bu hastalara acil dönemden hemen sonra da kan sulandırıcı ilaç veriyoruz. Profesyonel tedavi anlamında ülkemizde Mart ayından itibaren uygulanmaktadır. Bu anlamda Covid-19 sorunlarının da damar içi pıhtılaşmaya ve yol açabileceği yeni sorunlara neden olduğunu bildiğimiz için bu tedavi erken dönemde verilmiş, yoğun bakıma yatırılan hastalarda bu ikincil sorunların ortaya çıkması engellenmiştir. ”

Utku Şimşek

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi