MHP Genel Başkanı Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na sert tepki! ‘Onu bekleyen sondan asla kaçamayacak’

MHP Genel Başkanı Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na sert tepki! ‘Onu bekleyen sondan asla kaçamayacak’
15:00 - Ocak 11 2021 Pazartesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 6-8 Ekim olayları için hazırlanan iddianame ve HDP’nin kapatılmasına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, milli birliği ve toplumsal barışı baltalamak isteyen uğursuz merkezlerin uğursuz oyunlarının kardeşliği keseceğini söyledi. Yüzyıllara dayanan bağları ve devletin bölünmez bütünlüğünü dinamize etmek için orta boyutun gizlenemeyeceğine dikkat çekerek, “İbretlik gerçeklerini görmezden gelerek, ihanete uğrayan kişiyi veya kesimleri tutan tabağı artık mümkün değil. Türkiye, vahşice eylemi dayatan terör, demokrasiyi ve özgürlüğü parçalayan gerçek anlamı ezberliyor Kendilerine karşı taviz vermeyi amaçlayan kötü niyetli çevrelerin yıllardır aktif olduğunun altı çizilmesi gereken bir başka noktadır. yozlaşmış ve yozlaşmış demokrasiyi arzulayanlar, 6 Ocak’ta ABD Kongresi’ne yapılan boynuzlu baskından ilham aldılar. ocracy aslında insanlığa anlatır. Öğrenecek hiçbir şeyleri kalmadı. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında vasat olan dehşet ve vahşet atmosferini ülkemize yaymak amacıyla sürekli provokasyon yapanların kimlikleri ortadadır. Üstelik bellerinin kırılması an meselesidir. Arap Baharı Aralık 2010’da Tunus’ta başladı, ülke ana hedefe bağlanacak ve nihai sonuç Türkiye’nin açıklamaya ihtiyaç duymamasıdır. Nitekim son on yılda devletimiz ve milletimiz pek çok planlı, sistematik ve sonuç odaklı girişimlere, işgal girişimlerine ve hain girişimlere doğrudan maruz kalmıştır. Haziran 2013’te tırmanan Gezi Parkı şiddeti, 6-8 Ekim 2014 olayları, 2015’in ikinci yarısından itibaren yeşeren hendek terörü ve 15 Temmuz 2016’daki FETÖ işgali, yok etmek için tasarlanmış iç ve dış düşman saldırılarıdır. Ülkemiz.

Bahçeli, “Terör örgütleri, efendilerinden aldıkları talimatlarla eşzamanlı imha tesisine karşı Türkiye Cumhuriyeti’nde bir koalisyonla buluşuyor” dedi:

“PKK ve FETÖ, DEAŞ ve DHKP-C, MLKP ve THKP-C aynı kaynaktan beslenen, aynı hırslarla donanmış ve aynı yöntemlerle kurulan kanlı terör örgütleri olarak milletimizi ve ülkemizi istila etti. -8 Ekim olayının hukuki içeriğini inceledikten sonra, Türkiye’nin önünde nasıl trajik ve şiddetli olarak görüleceği açık bir tuzak kurdu.

Serhildan denilen bu ihanetle yüzleşmeden ve halkı sokaklara davet eden hainlerle savaşmadan, erkeksi vicdan tam bir barış ve rahatlama sağlayamayacaktır.

Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 6-8 Ekim olaylarına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan kapsamlı iddianamenin kabulü, ayrılıkçılık ve terörizmle yüzleşmek için tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

Mahalli İdareler Seçim sürecinde 14 Nisan 2009’da KCK operasyonları ile gözaltına alınan ayrılıkçıların şüpheli tahliyesi ve 6-8 Ekim 2014 olaylarının merkezinde konuşlandırılması, tesadüf, FETÖ-PKK ortak işbirliğinin bir komplosudur.

PKK / KCK silahlı terör örgütünün 32 ilde önce özerklik özerkliği ve ardından sözde büyük Kürdistan’ı kurmak amacıyla 37 kişiyi öldüren şiddet ve terör eylemleri kesinlikle namussuz bir ayaklanma.

Sözde devrim Rojav’ın ülkemize son hamlesi, Türkiye’yi ve tamamlanma senaryolarını bölme planının bir parçasıdır.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 6-8 Ekim olaylarına doğrudan katkıda bulunan 108 kişi hakkında 30 farklı suç için dava açtı. Bunlardan en ünlüsü CHP ve İYİ Parti’nin desteklediği ve sempati duyduğu terörist Selahattin Demirtaş’tır. Terörist Demirtaş’ın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in olduğu kesin. Hendek terörünün yönü temelde 6-8 Ekim olayları ve 15 Temmuz ayaklanması, Gezi Parkı olaylarıyla aynı ve aynı. Teröristler Demirtaş’ın 30 Eylül 2014, 6 Ekim 2014’te KCK’daki sözde halkın suçu çağrısına karşı direnişi Türkiye’de düzenlenen bir toplantıdan sorumlu teröristler ve HDPE FMC ve suçluların da katıldığı belgelendi.

HDP, DTK, DBP, STK’lar, PKK, YPG ittifakı Türkiye’ye ateşli silahlarla, bombalı suikastle meydan okursa varlığımıza milli nefretle ve organize bir şekilde saldırdılar. İkmal, tahkim ve takviyeleri de FETÖ tarafından yapıldı.

Demokrasi ve özgürlük kisvesi altında hiç kimse 6-8 Ekim şiddetinin faillerini aklamaya ve haklı çıkarmaya çalışmamalıdır. Bunu yapmaya kalkışan kişi suça iştirak etmiş sayılacaktır.

HDP ve diğer marjinal terör partileri, PKK / KCK kuklaları Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrasını açıkça ihlal ederek suç işlemişlerdir. Ayrıca Anayasa’nın 69. maddesine göre bölücülük ve terörün odağı haline gelen partilerin kapatılması yadsınamaz zorunlu bir hükümdür. “

“CHP ve İYİ Partisinin itirazları suçu ve suçluyu koruma mahiyetindedir”

HDP’nin 6-8 Ekim olaylarının bedelini ödemesi, hendek terörü ve ayrılıkçılığa hukuk, millet ve tarih önünde ev sahipliği yapması gerektiğini kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, özellikle 6-8 Ekim olayları hakkında hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliğindeki iddianameye dayanarak HDP aleyhine acil kapatma davasını hızla açabilecek.

Kapatma davasının açılması tavrını yitirir ve tavsiyeye yönlendirilirse, Milliyetçi Hareket Partisi zamanı geldiğinde Siyasi Partiler Kanunu’nun 100’üncü maddesi uyarınca gereğini yapacaktır.

CHP ve İYİ Partisinin itirazları suçu ve suçluyu koruma mahiyetindedir.

Ayrıca teröre yardım ve yataklık olarak da ele alınmalıdır.

Boğaziçi Üniversitesi rektörü atanmasına itiraz edenlere, şovmen olarak sırtını dönenlere, terör örgütleriyle aynı kümeye katılanlara 6-8 Ekim olaylarından ders almaları ve almamaları en samimi tavsiyemdir. sivil itaatsizlik bakımı.

ABD’deki kongre işgalinin terör örgütlerinin baskısı ve provokasyonu ile “Üniversiteler için kayyum istemiyoruz” temalı protestolara denk gelmesi, dikkat çekici ve tek kaynaklı bir eylem tipine işaret ediyor.

Ayrıca 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Genel Milletvekili seçimleri sonrasında CHP adayı etrafında şekillenen ve sokak tartışmalarına dayanan tehlikeli söylemler, ABD Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin ardından tetiklenen çatışma ve kutuplaşma ortamıyla, amaç ve imkanlar açısından farklı görülmemelidir. 3 Kasım 2020.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu sokaklarda, ajans yetkilileri eylemlere rehin bırakılacak.

Seçim sonucuna saygı duyan, ancak Türkiye Cumhurbaşkanı seçilen ABD Başkanı’nı, CHP Genel Başkanı sözde ulusal hukuk savaşını ve talihsiz kaderlerini kurtarmasını asla beklemeyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanına sözle atıfta bulunmak, özünde Türk milletine, demokrasi kültürüne ve milli egemenlik ilkelerine hakaret, ihanet ve saygısızlıktır.

Kılıçdaroğlu zalimlerin ve Türkiye’nin yeminli düşmanı için sözcü, PKK’ya, MLKP’den DHKP-C’den uzak durun, derhal hain yola son vermeli örgütlerle terörist bağlarını kesmeli.

Aksi takdirde suç ve terör örgütleriyle irtibat ve temas vebası hızla siyasi sonunu hazırlayacak ve milletimiz bu dürüstlüğü affetmeyecektir.

İYİ Parti Genel Başkanı’nın heyecanla rezerve ettiği terörist Demirtaş ile kahvaltı programını bilinmeyen bir tarihe ertelemek ve sofra literatürünü bitirmek, onu eve dönüş yolunda rahatlatacaktır.

İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geçmek için masa kurmayı söyleyen bu kişi, iki taraflı ve ikiyüzlü davrananın kendisi olduğunu bilmelidir.

Bilinmelidir ki Türkiye hesaplaşmadan ayrılık, terörü bağımsızlıktan çıkarma hakları, haysiyet geleceği güvence altına alamayacaktır. Neyse ki, şafak söküyor ve bölücü terörün sonu yaklaşıyor.

2023 hedefleri ile barış, uyum, birlik, refah ve güvenliğin gerçekleştirilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Halk İttifakı bunu sağlayabilecek kabiliyette ve muktedirdir. Türk milleti yeni bir destan yazacak, bu destanda katillere, eskimiş, kötü, karanlık projelere asla yer olmayacak. “

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi