İstanbul’un gizli sarayı böyle görüntülendi

İstanbul’un gizli sarayı böyle görüntülendi
12:00 - Eylül 2 2020 Çarşamba

Dört büyük imparatorluğun başkenti olan İstanbul’un altında Roma, Bizans, Latin ve Osmanlı dönemlerine ait yapılara hala rastlamak mümkün. Sultanahmet’in güney tarafındaki Bizans kalıntılarının bulunduğu saray bunlardan biridir. Tarihi Sultanahmet Cezaevi’nin altında ve günümüzde otel olarak kullanılan kafeteryanın altında yer alan saray kalıntılarının, I. Konstantin tarafından 324-337 yılları arasında yaptırılan Grand Palace (Palatium Magnum) Magnaura Sarayı’na ait olduğu tahmin edilmektedir. Bu sarayda yabancı büyükelçilerin kabul edildiği belirtilirken, meşhur sarayda hamamlı ve kiliseli bir bölümün bulunduğu belirtiliyor.

“Burayı temizlerlerse sarayın diğer kısımları açığa çıkacak.”

Saray kalıntıları hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Öğretim Üyesi Doç. Hasan Ferudun Özgümüş, “Bu, 1998 yılında ortaya çıkan Roma İmparatorluğu’na ait Büyük Saray’ın altyapısıdır ve bizim tahminimize göre 6. veya 7. yüzyıllarda olması gerekir. Şu an bulunduğumuz yer bir biraz sonra bence buranın sahibi Mehmet Bey yere linolyum koyup içeriye ışık koydu buraya sürünerek fotoğraf çektik sonra Mehmet Bey cebinden para harcadı ve buradan 600 kamyon kazdı ama daha fazlasını yapamazdı, burayı temizlerlerse sarayın diğer kısımları ortaya çıkacak, bu Büyük Saray’a ait bir harabe ama tam olarak nerede olduğunu bilmiyoruz. Büyük Saray’da hem eski hem de arkeolojik verilere sahibiz. “Veriler birbiriyle uyuşmuyor” dedi.

“Muhtemelen imparatorun taht odasıydı”

Bu alanların korunması gerektiğini söyleyen Özgümüş, “Mozaik Müzesi’nin 20. yüzyılda çıkan yangın sonucunda ortaya çıkarılan mozaik bölümü büyük ihtimalle imparatorun taht odasıydı. İçinde bulunduğumuz bu bina onunla veya Magnaura Sarayı ile ilgili bir yer olmalı. Geçmişte bu tarihi eserlerin reytingi 1-2-3 idi. 1. veya 2. derece tarihi eser varsa ona dokunamazsınız. Burası 1. derece tarihi bir eserdir ve bu tür yerlere sahip olan mülk sahipleri, devlet onları onlardan almasın diye buraları yıkmaktadır. Daha sonra 1990’larda ‘Kentsel Arkeolojik Site’ adlı bir konsept ortaya attılar ve bu kabul edildi. “Kentsel Arkeolojik Sit Alanı’na göre burası yine sizin mülkünüzdür, devlet veya bir başkası mülkünüze dokunmaz, sadece onu korumak şartıyla.”

Sümeyye İnal – Ahmet Faruk Sarıkoç

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi