Doğanlar Apartmanı’nda deprem olacağını söyledi

Bayraklı semtinde bulunan Doğanlar Apartmanı, İzmir’de meydana gelen depremde yıkıldı. Deprem sırasında 14 kişinin hayatını kaybettiği binada bulunmayan Tahir Ün, depremden 3 yıl önce binanın 3. derece riskli sınıfa dahil edildiğini, ancak binanın yıkılması veya güçlendirilmesine şiddetle itiraz edildiğini belirtti. apartman yönetimi toplantılarına.

Şöhret, “Tamamen gözden uzaktı. Yapılan itirazlar sonucunda olay bu noktaya geldi. Belediye tarafından riskli rapor verildi, ancak belediyenin yıkma yetkisi yoktu. Bir toplantı yaptık, ancak çeşitli nedenlerle binanın yıkılmasına veya güçlendirilmesine itiraz ettiler. Cehalet nedeniyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bireysel başvuruyu gerçekleştiremedik. İnsanlar böyle bir durumla karşılaştıklarında kimseyi dinlememelidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bireysel başvuru hakkına sahipti. Bu testler belirli bir ücret karşılığında yapılabilir. Bu rapora karşı bir şeyler yapmak isteyen taraf olarak kendi aramızda para toplayıp test isteyebilirdik ama bilmediğimiz için yapamadık. Yasal düzenlemelere göre bu testlere itiraz hakkı da verildi. Bu süreci uzatabilecek bir durumdur. Burada vatandaşların bilinci öne çıkıyor. Kimse yarın için bugünkü işten ayrılmamalı. Hayatta kaybedecek zamanımız yok. Hızlı bir karar alıp gerekeni yapmak gerekiyor ”dedi.

“3. çok riskli olduğu ortaya çıktı”

2017 yılında apartmanda yapılacak tadilat nedeniyle risk analizi yapıldığını ifade eden Ün, “O dönemde Doğanlar Apartmanı yöneticisi olan Mine Hanım, belediye tarafından deprem risk analizi yaptırarak, Binada yapılacak bir tadilat nedeniyle binanın dayanıklılığı ve binamız 3. derece riskli sınıfa dahil edilmiştir. Bir mühendis arkadaşım da görsel bir inceleme yaptı. O mühendis arkadaşı da apartman yönetimi toplantısına davet ettim. Ancak toplantıda büyük tepkilerle karşılaştık. Bazıları paralarının olmadığını sordu, bazıları aldatacak, bazıları 3 + 1 verip 2 + 1 alacak. Çeşitli itiraz noktaları oluştu. En çok acı veren şey Mine Hanım’la bir müteahhitle anlaşma yapıp buradan avantaj sağlayacağımız iddiası oldu. Mine Hanım yönetimden ayrıldı, gruptan itiraz eden bir arkadaşı yönetime geldi. Bu hayati noktayı kaybettiğimizi gördük; Komşu binaları örnek gösterdik ve binanın güçlendirilmesini önerdik ama bu da değerlendirilmedi. Nitekim binamız çok geçmeden yıkıldı ”dedi.

“Güçlendirmeye de karşı çıktılar”

Toplantıya davet ettiği mühendis arkadaşının durumu açıklayıcı bir dille anlattığını ancak apartman sakinlerinin ikna olmadığını iddia eden Ün, “Mühendis arkadaşım toplantıda çok ikna edici konuştu. Geçmişteki deprem hasarlarını görsel olarak gördüm. Bu bölgede sıvılaşma çok fazla, binalarınız yüzüyor. Bu binalar çökebilir ‘dedi ama dinleyemedik. Konuşmak bile mümkün değildi. Taleplerimiz çeşitli nedenlerle reddedildi. İnsanların ekonomik durumu yeterli olmayabilir ama cidden önemli değil. O dönemde çevre binalarımız daire başına 3 bin lira maliyetle güçlendirildi ve bu binalar depremden sağ çıktı. “

“Korona sayesinde yaşıyorum”

Verilen raporun ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Ün, “Hayat önemli. Hayat önemlidir. Bu dairede birçok insan hayatını kaybetti. İtiraz edenler de var. Bunlar olmamalıydı. Sorumluluk gereklidir, hayata değer verilir. Bazı raporlar göz ardı edilmemelidir. Elde somut bir çürük raporu varsa işbirliği içinde çözüm bulmak gerekir. Burada ağır bir bedel ödedik. Buradan çıkmak karım ve benim için bir şanstı. Hayatımız bahşedildi. Kasım ayında eşimle Giresun’a gidiyorduk ama ani bir kararla eşimi depremden bir hafta önce Giresun’a gönderdim. Depremden önceki gün bir arkadaşımın çocuğunun doğum gününe davet edildim. Akşam yemeği olacaktı. Ancak corona virüsten korktuğum için kalabalığa karışmamak istedim. Sabah arkadaşımın çocuğuna doğum günü hediyesi verdim ve ani bir kararla eşimin Dikili ilçesindeki yazlık evine gittim. Depremden önceki gece doğum günü yemeğine gitmiş olsaydım, muhtemelen ertesi gün evde hazırlanırdım ve depreme yakalanırdım. “Soranlara, ‘Korona sayesinde yaşıyorum’ diyorum.

“Binamız sağlam, yıkılmaz ‘dediler”

Doğanlar Apartmanı’nın birinci katında kumaş satışı yapan esnaf Mustafa Sami Yıldırım, şunları söyledi:

“Deprem olduğunda, bina çökmeden 2 saniye önce dışarı çıktık. Aylardır şarkı söylüyoruz. Bir çöp kamyonu caddeden geçerse bina sallanır. Kimse inanmadı. ‘Sağlam’ dediler. Depremden önce ‘deprem olsa bu bina yıkılır’ dedim. Allah’ın takdiridir, ancak hiçbir önlem almadılar. 42 daireden 30’u ‘bina sağlam’, 12’si ‘çürük’ diyor. Kiracı olduğum için beni toplantıya götürmediler. Binamız sağlam, yıkılmaz dediler. ‘Yıkılmaz’ diyenler uzaklaştı, ‘yıkıldı’ diyenler öldü. “

Ceren Atmaca – Sinan Yeniçeri