Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Sözde lideri milletimizin hikmetine havale ediyoruz’

2021’deki ilk Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından kamera karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu anonim olarak eleştirerek “sözde Cumhurbaşkanı” açıklamasına yanıt verdi. 2020 yılının kapanışının, güzel anılarla insanoğlunun, geçen yıla bağlı sıkıntıların ve yaşanan afetlerin Türkiye dünyasını etkilediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020’de güzel bir başlangıçla tanıştığını, 18 yıl yürüdüğünü kurdu Korona virüs salgınının güçlü altyapısı hedefine kararlılıkla yeni durumun hızla sıçradığını Türkiye ile geçtiğini söyledi. İlk çeyrekte ekonomide alınan önlemlerle salgının Türkiye’ye gelişini geciktiren yüzde 4,5’lik bir büyüme oranına ulaştığını söyleyen Erdoğan, “Salgın Mart’a etki etmeseydi bu oranın 1 veya daha fazla artması olurdu. Yılın ikinci çeyreğinde corona virüsü salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de derinden hissedilirken, bu dönemde diğer ülkelere göre oldukça düşük olan Türkiye yüzde 9,9 daraldı. salgının etkilerini azaltmak için uyguladığımız tedbir ve teşviklerle bu zor dönemde ekonomimizin direncini korumayı başardık, Haziran ayında başlayan normalleşme adımlarıyla hızlı bir toparlanma sürecine girdik. bir önceki çeyreğe göre sanayi üretimimiz yüzde 30, perakende satış hacmimiz ise yüzde 25 arttı Aynı dönemde imalat sanayi kapasite kullanım oranı i n 10 puan artarak yüzde 63’ten yüzde 73’e yükseldi. Üçüncü çeyrekte ciro endeksindeki artış sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında bir önceki çeyreğe göre yüzde 36 oldu. Haziran ayında otomobil ve konut piyasasında ciddi bir hareketlilik yaşandı. Satışlar geçen yıla göre bile daha yüksekti. 2020 yılında otomotiv pazarı bir önceki yıla göre yüzde 61 büyüyerek 773 bine yaklaştı. Yılın ilk 11 ayında konut satışları bir önceki yıla göre yüzde 21,5 artarak 1 milyon 400 bin oldu. Ekonomimizdeki bu olumlu hava güven endekslerimize de yansıdı. Üçüncü çeyrekte yakaladığımız yüzde 6,7 büyüme ile dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduk. Dördüncü çeyreğe iyi başladık. Sanayicilerimiz Ekim ayında tarihimizin en yüksek aylık sanayi üretimini gerçekleştirdi. Kapasite kullanım oranımız yüzde 76’ya ulaştı. İmalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi büyüme için eşit değer olan 50’nin üzerindedir. Ülkemize duyulan güvenin artmasıyla risk birimimiz 300’ün altına düştü. “Rakamlar henüz açıklanmadı ama 2020’de yüzde 0,3 olan büyüme hedefimizi aştığımıza inanıyorum”.

“Başkanın sözde acısının nedeni budur”

Türkiye tüm saldırılara maruz kaldı ve küresel zorlukların yol açtığı zorluklara rağmen kararlılıkla yeni tuzaklar kurmaya çalışan yolun devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan biri, bir süredir akılcı bir temele dayanmadan başlatılan siyasi ve sosyal kaosu yapıştırma girişimleri. Türkiye’yi rahatsız etmek isteyenlere aslında ne cevap veriyorlar çok iyi biliyoruz … Bu çabalar vesayetin etkisini kırmak ve milli iradeyi güçlendirmek için kat ettiğimiz mesafenin cevabı … Cumhurbaşkanı bu ülkenin geride bıraktığı Türkiye bunun yerine millet temsilcilerine vesayet dayatılmasının belirlendiği günler seçilecek … Şimdi bu ülkede cumhurbaşkanı milletin yarısından fazlasının doğrudan iradesi ile belirleniyor.Böyle büyük bir devrimi hâlâ hazmedemeyenler, acılarını dile getiriyor farklı imgeler ve mazeretler altında. Kendisi de bir siyasi partinin sözde genel başkanının acısının nedeni budur. bir kaset komplosu ile iktidara geldi ve partisi içindeki taciz, tecavüz ve hırsızlık olaylarını görmezden gelerek orada kalmayı başardı. Sorunları ulusla, milli iradeyle ve milletin seçimleriyle. Onlara oy vermeyen öğretmen sözde öğretmen, muhtar sözde muhtar, çiftçi sözde çiftçi, hakim sözde yargıçtır. Her hafta toplumumuzun bir bölümünü hedef alarak kendi skandallarını ve parti içi skandallarını örtbas etmeye çalışıyorlar. Türk demokrasisi, millete ve temsilcilerine hakaret etmenin siyaset olduğuna inanan bu çukur zihniyetini hak etmiyor. Teröre “terörist” demekten bile aciz olan bu sözde lideri önce CHP seçmeninin sağduyusuna, sonra da sevgili milletimizin bilgeliğine havale ediyoruz. Siyasi ve sosyal kaos girişimlerinin cevap verdiği konulardan biri de Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana en güçlü şekilde gösterdiği Türk milletinin bağımsızlığını ve geleceğini koruma iradesidir. Ülkemizde ve sınırlarımızdaki eylemlerini gizli veya açıktan destekleyen terör örgütleri, Türkiye’nin büyük ve güçlü yapısını engellemek için mücadele ediyor. Böylelikle ülkemizin kendi güvenliğini ve kardeşlerinin haklarını koruma eylemlerinin ruh dünyasında yarattığı şoku ifade ediyorlar. Kendi topraklarına sahip çıkmakta zorlanan bir ülkeden, sahanın ve masanın bölgesel ve küresel hâkimiyeti haline gelen bir ülkeye taşındığımızı kabul edemezler. Siyasi ve sosyal kaos deneyimleri, salgının küresel düzende yarattığı derin sarsıntı karşısında paniğe kapılanların rol modellerindeki ifadeleridir. Sivil toplum görünümüyle beşinci kol örgütlerinden maskelerini tek tek kaybedenler ve varoluş nedenleri olan medya görünümüyle operasyon cihazları paniğe kapıldı. Demokrasi kisvesi altında en ilkel faşizmi, en acımasız diktatörlüğü mazlumlara özgürlük kisvesi altında dayatanların camdan köşkleri uzun zamandır. İnsanlığın ortak değerleri haline gelen kavramları kendi çıkarları için boşaltanların artık kimseye söyleyecek bir sözü, örnek olacak bir düzen yok. Bugün ezilenler kılığında, dünün tiranlarının sinsice yüzlerine vurduğumuz için bize saldırıyorlar. İdeolojik saplantılarını, marjinal eğilimlerini, doğaya karşı sapkınlıklarını, terör tavsiyelerine desteklerini cilalı konseptlerle empoze edenler için yolun sonu ortaya çıktı. 83 milyonu siyasi ve sosyal kaos davalarıyla oyalamaya çalışanlar aleyhine hukuk bulmaya devam edecek. Cumhurbaşkanı olarak milletimizi bu tehditlere karşı korumak için yasama, yürütme ve yargı gücünü seferber etmek anayasal görevimizdir. Türkiye son 10 yılda bölgemizdeki iç çekişmeler ve dış müdahale ile hedefini ortadan kaldırmak isteyen hemen hemen tüm ülkeleri iklim kaosunun etkisi altına sürükleyerek hep hayal kırıklığına uğratıyoruz. Kimi zaman vesayet güçlerini, kimi zaman darbecileri, terör örgütlerini, kimi zaman ekonomik tetikçilerini ülkemizi kendi rehberliği altına almak için kullandılar. Yine de açıkça söylemekte tereddüt etmedikleri gibi, Türkiye’ye ipi getiremeyenler artık siyaseti kucakladı ve yeniden mühendislik toplumu oldu. Bir kez daha, başaramayacağınızı iman ve kararlılıkla söylüyorum. Milletimiz geçmişte defalarca uğradığı felaketlerin nedenlerini deşifre etmiş, yöntemlerini çözmüş ve niyetini anlamıştır. Milletimizin birlik ve beraberlik içinde hareket ettiği bu mücadele döneminde, milli iradenin üstünlüğünün hakim olduğu, bağımsızlığını ve geleceğini canı pahasına korumak gerektiğinde, önünde hiçbir gücün duramayacağını gördü. . Yasakçılıktan bugüne kadar Türkiye’den vandalizme kadar bol bol sahnelenen bir senaryo, milletimizde Türkiye’nin gözünde hüküm yoktur. Nitekim bu gerçekle bağlantı kuracak olan eski Türkiye’nin bir kısmının artık gelecekteki afetlerin umutları olduğunu fark ettiğimizde, ülkenin başlangıcında fakirleşene kadar tanık oluyoruz. 2023 yılında Türkiye’nin demokrasisinin ve kalkınmasının kazanılmasına engel olmayacaklar. Ne kadar mücadele ederlerse etsinler, İstiklal Marşı’nda en güzel ifadelerle ifade edilen milletimizin kalbindeki özgürlük ateşini önleyemeyecekler. . Ne kadar kızarlarsa kızsınlar, yeniden yapılanan küresel, siyasi ve ekonomik düzende ülkemizin hak ettiği yeri almasına engel olamayacaklar. Türkiye’nin büyük ve güçlü silueti bu tür bir hazımsızlıktan belli oluyor, bu tür kaosu kaldırmaya çalışın, bu tür tuzakların arttığını biliyoruz, hepsi iyi hazırlanmış. Son 7 yıldır sokakları karıştırmaktan, hukuki ve askeri darbe girişimlerine, terörizmi şiddetlendirmekten sınırlarımızı taciz etmeye kadar pek çok saldırıya göğüs geren milletimiz, Allah’ın izniyle onları destekleme iradesine sahiptir ”dedi.

Derya Yetim – Hülya Keklik