Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nde konuştu
19:00 - Aralık 30 2020 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödül Töreni’nde konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törene katıldı.

2020 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerinin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, “Bugün yüreklerine yansıyan ilhamı cömertçe bizimle paylaşan sanatçı, kültür ve aydınlarımız için birlikteyiz. Sonsuzluğun güzelliklerini sıralamak için kelimeleri kelime seviyesine, şiir katmanındaki kelimeyi, metaforun kanatlarındaki şiiri kalemleriyle sıralarlar. Bu şekilde kitapları, ciltleri, bölümleri ve bölümleri heceleyerek rafları doldururlar.

Gerçeğin anlamını bulmak için hayata geldiklerini bilirler ve hayatımıza lütuf katmaya devam ederler. Onları da biliyorsun. Tarihin uzun sayfalarında bazen renklerle, bazen desenlerle, bazen taşlarla, bazen seslerle medeniyetler inşa ettiler ve çağları çağlara bağladılar. Yeteneklerine iltifat ettiği için sanatın adını boyuyor, şiir yazıyor, beste yapıyor, kemerler ve kubbelerle güzellikler yetiştiriyorlardı. Antik çağda, kalplerinden üretilen içtenlik her ne şekilde korunursa korunsun, sanat yüceltilir ve ustalık iltifat edilirdi. Bugün izin yerine telif hakları geldi. Yöneticiler tarafından sanatçılara verilen kaftanlar güncelliğini yitirmiş ve müsaade edilenler tarih olmuştur. Ama sanatçıların onlara verdiği eserler yaşıyor ”.

Üzerinde yaşadığımız toprağın bereketli Anadolu’da sanat üretimi için büyük bir dosya olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Bu dosya, kültürlerin ve medeniyetlerin yığıldığı bir dosya. Göbekli Tepe, Eti, Lidya, Frigya, Roma, Selçuklu ve Osmanlı’dan kültür, katman katman medeniyet ve kitle sanatına sahip dönemin ruhu gururla yaşıyor bu topraklarda. Bu coğrafyaya ait olsa da bugün dünya müzelerini dolduran tarih veya kimlik hırsızlığının işareti olan eserlerimize bakın. Bu bile tek başına 100. yılına yaklaşan cumhuriyetimizin sanat mirasının ne kadar derin ve derin olduğunu, bu mirası yeniden üreterek dünyayı ısıracak eserler üretme potansiyeline sahip olduğunu göstermeye yeterlidir.

Bunu yapacak sanatçımızın önce kendi geçmişine, kültürüne ve medeniyetine ait olanı özümsemesi ve benimsemesi gerekiyor. Bununla yetinmeyip evrenseli kucaklayan ve dünyadaki gelişmeleri takip etmeyi asla bırakmayan bir anlayışla hareket etmelidir. Şairin dediği gibi ne sadece geçmiş ne de sadece gelecek; “geçmişte kök salmış at.” Ulusal olmayanın uluslararası olamayacağını unutmayın. Yerli olmayan evrenselde yer bulamaz. Zenginliğimizi sanata dönüştürecek, çağın anlayışına yeniden ve yeni bir kimlikle sunacak sanatçılarımızdır. Bu bakış açısı, körü körüne taklit edilerek, yabancıyı taklit ederek değil, kalbe yansıyacak yerel ilhamla hayat bulacaktır ”.

“Sanat teorilerinin çöktüğü, sanatın tanımlarının dönüştüğü, sanat ortamının değiştiği ve sanat hırsızlıklarının yüzeye vurduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu çağda ülkemiz dünyaya sadece yeni eserler sunmakla kalmayacak, geleceğin sanat anlayışını da temel alacak ”diyen Erdoğan,“ Sanatçılarımız bu anlayışla hareket ederken şairin hükmünü de içerdiği dünya, dünyanın geçerliliğini yitireceğini bilmiyorlar. O sanatçıyı bekliyoruz. Beklediğimiz sanatçı, kimliğiyle dünyasını tanıyacak. Beklediğimiz sanatçı önce kendisi olacak. Beklediğimiz sanatçı, davasını sanatıyla ifade edecek. Beklediğimiz sanatçı, dünya iyiliği için ürettiği eserlerle zamanını ve enerjisini gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki emsallerini geride bırakacaktır. Beklediğimiz sanatçı, zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak dünya müzik listelerini şarkısıyla sallayacak, evrensel müzik anlayışını değiştirecek.

Beklediğimiz sanatçı slogan atarak kendini göstermeye çalışmayacak, başarıları dünyanın en görkemli salonlarında alkışlanacak. Beklediğimiz sanatçı, bir sanat üslubu ve yarattığı bir sanat formu ile adını sanat tarihine yazdıracaktır. Beklediğimiz sanatçı, ürettiklerinden dolayı parmakla gösterilecek ve üslubuyla herkesi peşinden sürükleyecektir. Beklediğimiz sanatçı gündeme sürüklenmek yerine gündemi dünyaya getirecek, performansıyla rekor defterine girecek, üslubuyla bir sanat modası yaratacaktır. Beklediğimiz sanatçı, ait olduğu milleti küçümsemek ve sürekli şikayet etmek yerine kendi sanatını üretecektir. Beklediğimiz sanatçı, sosyal medya hesabından fırlattığı siyasi polemiklerle değil, uçtuğu sanatıyla muhalefetini gösterecek.

Sevgili milletimin de benim kadar bu sanatçıyı beklediğine inanıyorum. Her yurttaşın çok seveceği bu sanatçı belki evimizin çocuğu, belki bir arkadaş, belki bir komşu, belki bu salonda. Beklediğimiz bu sanatçı belki şimdi tuvalinin başında fırçasını boyaya daldırıyor, belki repliğini ezberliyor, belki rolü üzerinde çalışıyor, belki enstrümanını akort ediyor, belki bestesini notlara koyuyor. Sevgili sanatçılar, nerede olursanız olun, bu milletin küllerinden dirilmenizi ve kayıp hazinesini geri kazanmanızı beklediğini bilin. Gelin ve geç kalmışlığımızı medeniyete, edepsizliğimizi lütfuna, kalplerimizi barışa, barışa ve sevgiye yönlendirin. Katalan iktidarının yanında Türkiye’nin gücü olalım “dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında bu yıl “kültür tarihi” ödülünü alan Sadettin Ökten’in ödülünü Celile Ökten’e, İsmail Kara’ya “sosyal bilimler” ödülü ve “edebiyat” a verdi. İbrahim Tenekeci’ye ödül, “sinema” Derviş Zaim ödülü Emre Oskay’a, “müzik” ödülünü Özdemir Erdoğan’a verdi.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında bu yıl koleksiyoner Mehmet Çebi’ye layık görülürken, “sadakat” ödülüne layık görülen Necmeddin Okyay ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.

İlker Turak – Derya Yetim

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi