Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu milletin 60 yılını çaldılar

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu milletin 60 yılını çaldılar
18:00 - Ağustos 30 2020 Pazar

Roketsan Uydu Fırlatma, Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ve Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisi Açılış Törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak, “Çanakkale’de ne kadar Malazgirt bizim olsun? , Dumlupınar ve Sakarya bizim. Bütün bu zaferler şehitlerimizin mübarek kanıyla bu topraklarda vurduğumuz mühürlerdir ”.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaferler sözle değil bu çalışmalarla kutlanıyor” dedi. Savunma alanında güçlü ve bağımsız olamayan milletlerin geleceğine güvenle bakamayacaklarını söyledi. Erdoğan, “Ülkemiz gibi zorlu bir coğrafyadaki tüm bu gelişmelere rağmen, devletlerin caydırıcı bir savunma sanayisine sahip olması stratejik ve milli bir zorunluluktur” dedi.

Fatih Sultan Mehmet Han’ın çektiği Şahi topları, 18 tona varan ağırlıkları ile dönemin en gelişmiş silahlarından biri olduğunu, Osmanlı Devleti’nin tüfek üretiminde uzun yıllardır dünyanın önde gelen sanayilerinden birine sahip olduğunu ifade ederek, Barut, fişek ve top fabrikalarının cumhuriyete miras kaldığını ve cumhuriyet döneminde başta Kırıkkale olmak üzere Anadolu’ya yayılan silah sanayiinin arkasında güçlü bir birikim olduğunu söyleyen Erdoğan, “Nuri Demirağ’ın Kayseri’de kurduğu uçak fabrikası Nuri Killigil’in Kurduğu silah fabrikası, savunma sanayimizin öncüleri olarak hala onun hafızasında. Ancak tüm bu kritik projeler, dönemin ufuksuz, vizyonsuz yöneticileri tarafından sabote edildi. Türkiye, savunma sanayiinde yurtdışında adeta kasıtlı ve bilinçli tutuklu bırakıldı. 1950 yılında ülkemizin ilk uçak fabrikasının kapısını çalanlar ve bugün savunma sanayiinde attığımız adımlar nedeniyle bizi eleştirenler aynı sığ zihniyetin üyeleri. Sakarya’daki Tank Palet Fabrikamızdan bahsedenler, 2002’ye kadar bu ülkeyi yüzde 70 oranında dışa bağımlı yapanlardır. Ancak Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş’u koruduğu, Türkiye ile Nuri Killigil’i koruduğu savunma sanayinde farklı bir konumda olacaktır. bugün. Ülkemiz bırakın sahipliğini, kasıtlı olarak engellenmeseydi silah endüstrisi ve havacılıkta dünyanın en güçlüleri arasında olacaktı. Türk savunma sanayisinin genç fidanlarını budananlar sadece kaynak ve zaman israf etmekle kalmadı, bu milletin 60 yılını da çaldı. Son 18 yılda bu kayıpları telafi etmek ve ülkemizi bu alanda zirveye taşımak için mücadele verdik. Felçli savunma sanayimizi hayata döndürdük. Atamızın görkemli mirasından ilham alarak, ülkemiz savunma sanayisinin dışa bağımlılığını yüzde 70’ten yüzde 30’a düşürdük. Kendi imkanlarımızla üretebileceğimiz hiçbir ürünü satın almama politikası ile yerli üretim oranlarımızı her zaman yükselttik. 2002’de 62 savunma projesi yapıldığında bugün ne olduğunu biliyor musunuz? Bugün bu sayı 700’e yaklaştı. Nereden nereye. Sadece son 5 yılda 350 civarında yeni projeye başladık. 2002 yılında toplam bütçesi 5,5 milyar dolar olan savunma projeleri yapılırken bugün 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştık. Bu on yılda sektörde faaliyet gösteren firma sayısı 56’dan 500’e çıktı. 2002 yılında 1 milyar dolar olan sektör cirosu 2019’da 11 milyar dolara ulaştı. Savunma ve havacılık ihracatı ise 248 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2002, 2019 yılı itibariyle 3 milyar doları aştı. Dünyanın en büyük 100 savunma şirketi listesi sayesinde 7 firma var. Kara ve deniz araçlarında sadece ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, kendi savaş gemilerini tasarlayan, inşa eden ve bakımını yapan 10 ülke arasındayız. Türk savunma sanayi firmalarının dünya pazarındaki payı, sesi ve gücü her geçen gün artıyor. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde artık dünyada ilk 3-4 ülke arasındayız. Terörle mücadele operasyonlarında bile birisinin onayını alan bir ülke iken, artık en zor sınır ötesi operasyonları bile kimseden izin almadan başarıyla yürütüyoruz. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları ile güney sınırımız boyunca kurulması istenen terör koridorunu boşa çıkardık. Sadece IŞİD belasını sınırlarımızdan tamamen kaldırmadık. Bu organizasyona en ağır darbeleri biz verdik. Ayrılıkçı terör örgütünün sadece kendi sınırlarımız içinde değil, Irak ve Suriye’de de nefes almasına izin vermiyoruz. Nerede saklanırlarsa saklanırlarsa, onların yuvalarında teröristleri bulur ve yok ederiz. Suriye’den Irak’a, Libya’dan Doğu Akdeniz’e kadar bölgemizin her yerinde haklarımızı ve yasalarımızı kararlılıkla savunuyoruz. Tüm bu adımları atarken şu gerçeği asla unutmayız, sürekli başarımız çıtayı sürekli yükseltmeye bağlıdır. Savunma sanayi ataleti kabul etmeyen, sürekli ve hızlı çalışma gerektiren bir sektör ”.

Savunma sanayi alanında koordinasyon ve koordinasyon eksikliğine tahammül edemeyeceğini belirten Erdoğan, “Üretebileceğimiz ürünleri özellikle yurt dışından tedarik etmek istemiyoruz. Kendi savunma sanayimizi geliştirmek ve güçlendirmek için sahip olduğumuz sınırlı kaynakları kullanmak birinci önceliğimiz olmalıdır. Sektörümüzden bu konuda azami hassasiyet bekliyorum ”dedi.

1988 yılında rahmetli Özal kurdu Roketsan’ın silah ve mühimmatını Erdoğan’ın en büyük destekçilerinin askerleri tarafından ürettiğini, Roketsan’ın mühimmat, füze, araç, sayım hava savunma projeleri ürettiğini belirterek, Türkiye’nin ilk seyir füzelerini yağmur yağdı. şahin övgüye değer. Erdoğan, “200 kilometreden fazla menzile sahip olan Atmaca, denizden sadece birkaç metre yukarıda hareket ediyor ve radarda düşman unsurları tarafından tespit edilemiyor. Belirlenen hedefe gönderilen Atmaca, o hedef hareket etse bile takip edip imha edebilir. Atmaca, anti-gemi füzeleri üretebilen dünyadaki 5 ülke arasına ülkemizi de dahil etti. Ordumuzun gözbebeği olarak Atmaca’yı yıl sonuna kadar TSK envanterine ekleyeceğiz. Atmaca’yı duymak ve satın almak için bizimle görüşmeye başlamak da birçok ülke için gurur kaynağı ”dedi.

Mavi vatanı korumak için milli teknoloji ile üretilen Atmaca’nın yeteneklerini gösteren videoyu gösteren Erdoğan, “Elhamdülillah. “Atmaca’nın geliştirilmesinde emeği geçen Savunma Sanayii Başkanlığımız Roketsan’ı kutluyorum.”

Bugün açılışı yapılan Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ile önemli bir adım atılacağını belirten Erdoğan, “Mikro uydu fırlatma projesi merkezin gerçekleştirdiği en kritik çalışmalar arasında yer alıyor. 2025’te bitmesini istiyoruz, daha kısa sürede bitirmek istiyorum, ben de yönetim kurulu başkanımıza daha kısa sürede, iyi işler için acele edin diye söyledim. Bu proje ile 100 kilogram ve altındaki mikro uydularımızı en az 400 kilometre yüksekliğe sahip alçak dünya yörüngesine yerleştirebileceğiz. Türkiye uydu ile fırlatma, test etme, alt yapı kurma ve üs üretme kabiliyeti ile dünya ülkesi olacaktır. Yerli uydumuz uzaya fırlatıldığında, savaş ve barış zamanlarında ülkemize güvenli bir bilgi akışı sağlayacaktır. Uydumuz anlık bilgi ve koordinatlar sağlayarak askerlerimizin çalışmalarını kolaylaştıracaktır. Türkiye Uzay Ajansımız tarafından hazırlanan milli uzay programında da tesislerimizin hedeflerine hizmet edecek. Stratejik öneme sahip bu projenin testlerini başarıyla gerçekleştirdik. Milli teknolojilerle fırlattığımız ilk yerli roketimiz 130 kilometre yüksekliğe ulaştı ve uzay sınırı olarak kabul edilen 100 kilometre çizgisini aştı. Böylelikle Türkiye, gelişmiş teknolojisi ile uzaya ilk adımı tamamen atmış oldu. “Artık yerel ve ulusal teknolojilerle uzay ligindeyiz.”

Füzenin fırlatılışını konuklara gösteren videoyu gösteren Erdoğan, “Bu roketi katı yakıt teknolojisi kullanarak gönderirken inşallah hem katı hem de sıvı yakıtlarla test aşamasına geçeceğiz. “Ulusal olarak geliştirilen sıvı yakıtlı roket motoru teknolojisinin ilk uzay denemelerine başlayacağımızın müjdesini vermek isterim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hibrit yakıtlı roket motorları için geliştirme çalışmalarının sürdüğünün altını çizerek, şunları söyledi:

Bu merkez altında hem uzay uygulamalarında hem de havacılık ve ulaşımda temiz enerji kaynağı olan yüksek kapasiteli hidrojen yakıt hücresi teknolojisi geliştirildi. Füze güdümlü mühimmat ve silah sistemlerinde ihtiyaç duyulan global konumlandırma sistemi alıcısı, yani bu sistemlerin navigasyonu, ilk kez milli imkanlarla üretildi. Bu merkezde minyatür silahlar, hipersonik sistemler, lazer ve elektromanyetik teknoloji ile yönlendirilmiş enerji silahları gibi geleceğin teknolojileri üzerinde çalışıyoruz. Merkezim altındaki projelerin toplam büyüklüğü 9 milyar lirayı aşıyor. ”

“TRLG-230 dediğimiz füze sistemi, İHA ve İHA’ların işaretlediği hedefleri karadan vurabilecek şekilde geliştirildi”

Erdoğan, Roketsan’ın Elmadağ’daki patlayıcı hammadde üretim tesisine de canlı bağlantı kurarak açılış törenine online olarak katıldı. Erdoğan, “Bu tesis sayesinde patlayıcı hammadde ihtiyacımızın çoğu milli imkanlarla üretilecek. Füze ve roket savaş başlığı patlayıcıları ve zırh sistemleri için bu kritik yetenekle, yurtdışına olan bağımlılığımızı önemli ölçüde kıracağız. Füze yeteneklerimiz ile sahadaki güvenlik güçlerimize yeni yetenekler kazandıracak teknolojiler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Lazer arayıcı başlığı TRG-230 füze sistemine entegre ediyoruz. TRLG-230 adını verdiğimiz bu füze sistemi, İHA ve İHA’ların işaretlediği hedefleri karadan vurabilecek şekilde geliştirildi. Bayraktar TB2 SİHA’nın lazer işaretleme hedefi, lazer güdümlü 230 minimetrelik füze sistemi ile vuruldu. Bu yeni gelişme cephedeki askerlerimizi güçlendirecek. Türkiye savunma sanayiinde daha büyük bir bölünme olan bu projelerden milletimize hamdolsun ve ülkemizi daha iyi hale getirmek dileğiyle. Sektöre yön veren Savunma Sanayii Başkanlığımızı ve denizin dibinden uzayın derinliklerine görev üstlenen Roketsan’ı şahsım ve milletim adına kutluyorum. “Ülkemizin güvenliği ve sınırlarımız içinde ve dışında milletimizin geleceği için özveriyle çalışan kolluk kuvvetlerimize şükranlarımı sunuyorum.”

Açılış programının sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anlamı ve önemi nedeniyle Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Yiğit ve Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci hediye edildi.

Derya Yetim – Abdullah Sarıca – Ömer Çetin

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi