Bakan Gül’den Fransız dergisi Charlie Hebdo’ya tepki

Bakan Gül’den Fransız dergisi Charlie Hebdo’ya tepki
13:00 - Eylül 3 2020 Perşembe

Türkiye Adalet Akademisi “24. Açılış Dönemi Hakim ve Savcılar Eğitim Programı” gerçekleştirildi. Program, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Adalet Bakanı Abdul Hamid Gül, Başsavcı Bekir Şahin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spano, Mahkeme Yargıcı Saadet Yüksel, Türkiye Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Muhittin Adalet Akademisi Başkanı Özdemir, hakim ve savcı adayları katıldı. Programda konuşan Adalet Bakanı Gül, iyi işleyen bir yargı sisteminin varlığının hukukun üstünlüğünün temel koşulu olduğunu söyledi. Sosyal ve ekonomik kalkınmanın öngörülebilir bir hukuk sistemine ve etkili bir yargı mekanizmasına bağlı olduğunu belirten Gül, bireyin hukuka aykırı müdahalelere karşı korunmasının ve herkesin hukuk önünde eşitliğinin demokratik hukukun üstünlüğünün en belirgin özelliği olduğunu ifade etti. Gül, hukukun üstünlüğünün kurumsal güvencesinin etkili bir yargı sistemi olduğunu belirtti.

“En iyi yasaların iyi uygulayıcıların elinde anlamı vardır”

Avrupa Konseyi’nin kurucu üyeleri arasında, AİHS Sözleşmesi’ne taraf olan Gül’ün, AİHS’nin Türkiye’ye bireysel başvuru hakkını tanıdığını belirterek, “AİHM, Avrupa Konseyi’nin çalışmalarının etkin işleyişine katkı sağladı Anayasa Mahkemesi, 2012 yılında yürürlüğe giren bireysel başvuru sistemi ile ulusal bir insan hakları mahkemesi haline geldi. Böylelikle Anayasa Mahkemesi ülkemizde bulunuyor, hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesinde önemli rol oynarken, kalkınmasına da katkı sağlıyor. Avrupa coğrafyasındaki insan hakları standartları. Adalet terazisini kuyumcunun hassasiyeti ile tartanların iyi eğitimli avukatlar olduğunu biliyoruz. En iyi yasaların iyi uygulayıcıların elinde anlamı vardır. iyi uygulamalarla, bu kuvvetten eyleme, söylemden eyleme dönüşür. Bu nedenle hukukçuların yetiştirilmesi sadece hukuk mesleğinin entelektüel çabası değildir. Ama aynı zamanda adalet mücadelesinin önemli bir parçası.

İnsan hakları odaklı olmayan bir hukuk eğitiminin özünü kaybedip formal bir eğitim faaliyetine dönüşeceğini vurgulayan Gül, bireylerin hak ve özgürlüklerini etkileyecek kararlar alma gücüne sahip olanların liyakatinin daha acil olduğuna işaret etti. iyi kanunlardan daha zorunluluk. Savcıların yetiştirilmesinde avukat ve hakimlerin yetiştirilmesinin kesinlikle daha özel ve önemli olduğunu aktaran Gül, Türkiye’nin eğitimin Adalet Akademisi’nde önemli bir başarı sağladığına inandığını söyledi. Gül, 759 aday hâkim ve savcının 733’ünün HELP eğitimlerini başarıyla tamamladığını ve sertifikalarını almaya hak kazandığını belirtti.

“Bir derginin çirkin provokasyonu Fransa’da sahnelemeye hazırlanıyor”

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 70. yıldönümüne yaklaştıklarını hatırlatan Gül, konuşmasının sonunda şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu toplantıyı Avrupa’da yükselen ırkçılık, hoşgörüsüzlük ve nefret suçlarının gölgesinde, sözleşmenin 70. yıldönümünde yaptığımızı belirtmekten üzüntü duyuyorum. Kutsal kitabımız Kuran’a yönelik saldırıların hemen ardından İsveç ve Norveç’te bu kez Fransa Derginin çirkin provokasyonu sahneye çıkmaya hazırlanıyor ancak geçen hafta Yeni Zelanda’daki katliam davasında ölenlerin yakınlarının sözleri hala hafızamızda ve kulağımızda yankılanıyor.

Mahkeme Başkanı Robert Spano Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uzun ve zengin bir ilişki olduğunu söyledi. Türkiye’nin ilk atalarının sözleşmeye imza attığını anlatan Spano, “Hukukun üstünlüğü Avrupa’nın ortak mirası olarak görülüyor. Türkiye hukukunun üstünlüğüne baktığımızda, anayasaya laik, sosyal devlet olarak tanımlanıyor. Hem sözleşmelerin hem de temel anayasanın konusu Türkiye anayasa hukukunun üstünlüğü şeklinde ayaklarını açığa çıkaracaklarını söyledi.

Denge ve denetim sisteminin işleyişinin temel taşlarının bağımsız yargı olduğunu kaydeden Spano, bireylerin güvencesinin hakimler olduğunu belirtti. Spano, “15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’den tutuklamaya ilişkin şikayetler hâkim oldu ve hâkimlerin gözaltına alınması ciddi bir denetim altında. Yargı mensuplarına koruma sağlanmalı. Böylelikle bağımsız hareket etmek yerine getiriyorlar. Demokratik bir toplumda yargıdaki diğer devlet görevlileri arasında önemlidir. Sözleşme hukukuna göre, bir tutukluluğun 5.Madde’nin gerektirdiği koşullar altında yasal olup olmadığını değerlendirmenin ulusal makamların takdirine bırakılması yanlıştır. Avrupa Mahkemesi 5. Maddede sağlanan garantiler nedeniyle ulusal hukuk hükümlerine uyulup uyulmadığını izleme yetkisine sahiptir. Yargıçların tutukluluğu bir endişe konusudur. Konunun daha sık kullanılacağı bu gözetim otoritesi. Türkiye Anayasa mahkemesinin kararı bu diyaloğa uymuyor. bu tartışılması gereken bir konudur. bağımsız hukukun üstünlüğü Son mahkemeler, demokratik yapılar olmadan boş bir aracın ötesine geçemez “dedi.

Abdullah Sarıca

Yorumlar (0)
Yorumlar E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi