Ali Koç: & quot; Burada bir oyun oynanıyor & quot;

Fenerbahçe Üniversitesi’nin yeni dönem terfi gününe Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Yüksek Kurul Başkanı Vefa Küçük ve yöneticiler katıldı. Fenerbahçe Yüksek Konseyi Başkanı Vefa Küçük, tanıtımın ardından önce basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Üniversitenin kuruluşunu 24 Kasım 2016’da tamamladıklarını belirten Küçük, “Gelişen dönemlerde kiralık bina aradık ve kiraladık. Kota olarak 960’ımız vardı. Haziran 2018’de cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldığı için yeni yönetim üniversiteyi 1 yıl erteleme kararı aldı ve geçen yıl Medicana ile 1 yıl süre ile iş birliği yaparak ilköğretime başladık. Bu yıl ikinci öğretim yılımız, bu yıl 1200 kontenjanımız var. Fenerbahçe Üniversitesi’ni yüksek öğrenim çağındaki tüm öğrencilere tavsiye ediyorum ”.

Küçük’ün konuşmasının ardından Koç, önce Fenerbahçe Üniversitesi ile ilgili konulara değindi ve “Üniversitemizin tanıtım günlerine geldik. Vefa Bey’in de belirttiği gibi 2018’de göreve geldiğimizde bir önceki yönetimin arzusu eğitime başlamaktı. Ancak aldığımız masada böyle bir şey yoktu. Çünkü Fenerbahçe Üniversitesi’nin vermesi gereken eğitim kalitesi yukarıda olmalıydı. Bunu 2018 yılına kadar getirmemiz mümkün olmadı. Yani bu benim ve yönetimin ilk eylemlerinden biriydi. YÖK Başkanı ile görüştük ve süre uzatımı istedik, anladılar. Bu işte 3 seçeneğimiz vardı. Ya bu işten ayrılmak, 1 yıllığına ertelemek ya da transfer etmekti. İşbirliği modelini tercih ettik. Medicana grubunu seçene kadar çeşitli alternatifleri değerlendirdik. Bu arada ne kadar iyi yaptığımızı gördük. Kulüpler ciddi mali sıkıntı içinde. Bunların başında en çok acı çeken Fenerbahçe geliyor. Hiçbir büyük kulüp kendi başına üniversite yapamaz. Geçmiş yönetimin aldığı ayrıcalık budur. Üniversitede 2. yılımız olacak. Bence 280-290 öğrenci ile başlamak bir vakıf üniversitesi için büyük bir başarı. 400 öğrenciye tam burs vereceğiz. Bu, buranın çekiciliğini artıracaktır. Bir üniversitede en önemli şey profesörlerin kalitesidir. İkincisi, burada alacağınız öğrencilerin kalitesidir. Her şeyden önce bu uzun bir finansal süreçtir. Burası iyi bir üniversite olacaksa en az 4-5 yıl büyük mali yükler taşıması gerekiyor. Medicana ile bu işe girmenin çok uzun bir yol olduğunu gördü. Kendimize üniversite kuran bir grup olarak, ne kadar zaman ve maddi imkanlar olduğunu bilerek bu yönde çalıştık. YÖK’e bir kez daha teşekkür ediyorum. Bize kota ve fırsatlar açtı. Umarım orta ve uzun vadede beklentilerini yerine getiririz. İlk öğretim yılı açısından geldiğimiz nokta son derece sevindirici. Burada yüzde 2 bursumuz var. Fenerbahçe tarafından% 100 bursu verilecek öğrenciler de olacak. Fenerbahçe olarak spor tesislerimizi üniversitenin emrine verdik. Önemli olan buranın nitelikli öğrenciler yetiştirmesidir. Umarım bazıları kulübümüze ve topluluğumuza hizmet eder. Ama en önemlisi ülkemize hizmet ediyor olmasıdır. “Bugün ekilen tohumlar çok yakında meyve verecek.”

“Fenerbahçe olduğu için izin vermiyorlar”

Harcama limitleri ve konfigürasyonları hakkında konuşan Ali Koç, “Bu sürdürülebilir bir ortam değil. Fenerbahçe olarak sadece içinde bulunduğumuz duruma bakmamalıyız. Türk futbolu, birkaç kulüp dışında bataklık halindedir. Özellikle büyük kulüpler sıkıntılı ve bu, birkaç kişinin söylediği ‘deniz bitti’ açıklamasını hak ettiğimiz bir noktaya geldi. Ocak 2018’deki ilk toplantıda bundan bahsettiğimde birkaç kişi bundan bahsediyordu ama şimdi herkes onun hakkında konuşuyor. UEFA tarafından geliştirilen FFP sonuç vermedi ve taahhütler doğrultusunda yerel bir FFP geliştirdik. Buradaki amaç kulüplerin rekabet etmesidir. Gerektiğinde müdahale etmektir. Ancak bu kulüpler bir yılda böyle olmazsa çözüm bir sezondan diğerine mümkün olmayacaktır. Bunu 11 yaşındaki bir çocuğa açıklasanız bile anlayacaktır. Fenerbahçe’ye maddi olarak baktığımızda 92 milyon Euro olan maaş bütçesini 64’e düşürdü. Yeni bir kredi almadık. Bazı bankaların borcunu düşürdük. Yaklaşık 40 milyon Euro. Bunu yaparken kulübümüzün elde ettiği gelirin yüzde 80’i kulübe girmeden bankalara gitti ve bu yönetim gelip bu gemiyi kendi imkanlarıyla yüzdürdü. Şimdi 1 sezonda 64 milyondan 18 milyona düşmemiz bekleniyor. Bunun hiçbir şekilde gerçekçi olmadığını herkes açıkça görebilir. Yine de böyle bir beklentiye sahip olmak bizi farklı düşüncelere itiyor. Ama bugün bir kuruş borcu olmayan ve sporculara borcu olmayan kulüpler var. Örneğin, bunun nasıl olacağına bakıyorsunuz, 150 ve 70 aldılar. Adam 200 milyon transfer geliri sağlıyor ama hesaplamada bunun üçte biri banka borcunu ödemek için yazılıyor, ancak kulübün bir banka borcu. O da cezalandırılıyor. Bu sistem sürdürülebilir bir sistem değildir. Mart ayı itibariyle tüm kulüplerin imzaladığı 1 kulübün soğuk görünen bir paketi var. Ama bilgelik ne olursa olsun bunlar dikkate alınmaz. TFF danıştığımızı söylediğinde çok yüzeysel yapıyor ve geçen yılın sistemini uygulayacağım diyor. Geçen yıldan beri bir salgın var ve kaç tane kombine bilet satacağımız belli değil. Yayıncı teklif verir ve teklifler, vermeleri gereken fiyatın altındadır. Heykel gelirlerinin ne olacağı belli değil. Yine de bu sistemi uygulamak gerçekçi değil. Bu tutumu anlamakta güçlük çekiyorum. Bu sadece bizi etkilemiyor. Nasıl bakarsan bak, sayılar tutarlı değil. Fenerbahçe’yi rahatsız eden ikinci konu yapılanma. Konfigürasyon bu limitleri belirler. Konfigürasyonu yapan kulüplerin ana parası hesaptan kaldırıldı, ekleniyor çünkü biz yapmadık. 2 yıl sonra, yapılandırılmış kulüpler ana paralarını ödemeye başladığında, negatif olacaktır. Biz ne yapalım derken ‘o zaman göreceğiz’ diyorlar. Neden imzalamadık? İmzalamadık çünkü imzalamadık. Bunun ağır cezaları var. Yoksa istemiyor muyuz, borcu yeniden yapılandıralım, 250 milyon nakit alalım. Bankacılarının söz hakkı var. Onlar için de belirli sınırlar çizilir. Bu durum 5 yılda geri dönmez. Bu durum 10 yılda ödenebilir. Başından beri bu şekilde yapılmadığını sorduğumuzda bunu bize söylüyorlar. İçinde bulunduğumuz mali durum sorunlu ama büyük kulüpler bu borçları 10 yılda ödeyecek ekonomiye sahip. Bu bir sektör ve biz bu sektörün oyuncusuyuz. Diğer sektörlerde konfigürasyonlar yapıldığı gibi burada da yapılmalıdır. Burada yapılacak doğru bir yapılanma, bu iş 2-3 yıl faiz ödemeden 10 yıl gibi bir sürede sıcak para vererek geri döner. Bankacılar bunu biliyor ama maalesef bu kurguyu baştan yapamayız. Henüz bir anlaşma yapmadık, bırakın anlaşmayı, döviz borcunun TL’ye çevrilmesine bile izin vermiyorlar. Fenerbahçe olduğu için buna izin vermiyorlar. Bu nedenle bazı bankalarla çalıştık ve uygulanabilir modeli geliştirdik. Sonuçta bu parayı cebimize koymuyoruz. Bankacı olsaydım buraya bir yönetim gelirdi, Fenerbahçe yönetimini pamukta kurtarırdım. Adamların borçlarını indirmiş olmaları ve tehlikenin farkında olmaları garip bir durumla karşı karşıyayız ama aynı gemide değiliz. Sen bir restoransın ve borcun var. Bu borcu ödemek için müşterileri çekmelisiniz. Bunu yeniden yapılandırıyorsun ama yiyecek ve sebze alamayacağını, müşterilerden gelir sağlayamayacağını söylüyorsun. Aynen böyle. 64’ten 18’e inmeniz gerektiğini söylüyorlar. Yeni transferi bırakın, sahip olduğumuz oyuncuları sağlayamazsınız. TFF’nin görevi bankalarla gerçekçi bir model uygulamaktır. Ama kulüpler boşa harcıyor ve bütçelere uymuyorsa kefil olalım. O halde geçmişte bir sorun yaratmış insanlara kefil olalım. Bu borcu oluşturanların bir sorunu yok, sorun yeni yönetimde. Bu nedenle, bu süreçte akıl sağlığının galip geleceğini umuyoruz ”.

“Burada bir oyun oynanıyor”

Bir oyunun limitler ve konfigürasyon sorunları ile oynandığını belirten Koç, “Burada oyun oynanıyor. Yavaş yavaş oyunun parçaları kimler, hedefler kimler. Bu sadece Fenerbahçe’nin sorunu değil, 6-7 kulüp daha rahatsız. Ama dikkat edin, TFF bir açıklama yapıyor ve açıklama yapmadan 2-3 kulüp arıyor, sorular soruyor. Ayrıca normal diyorlar. Fenerbahçe tek anormal gibi görünüyor. Daha sonra kararlı olduğumuza dair kendi kendilerine bir açıklama yaparlar. Kaç şey belirlediklerini gördük, geri adım attılar. Fenerbahçe olarak 64’ten 18’e inemeyiz. Dolayısıyla bir orta yol bulmak gerekiyor. Modelle ilgili sorunlar da var. Sorun ortaya çıktığında çözdüğümüzü söylüyorlar. Diğer kulüpler anapara ödemeye başladıklarında 2 yıl sonra bizden daha fazla yaygara yapacaklar. Neden olmayacak bir şeyin altına imza atmalıyız? Ne yapmamız istendiğini anlamıyorum. Varsa, TFF bize yöntemi göstersin. Önemli olan toplam bütçemi nereden çektiğimdir. Henüz kimi alacağınızı veya satacağınızı bilmiyorsunuz. Çok fazla transfer yaptığını söylüyorlar. 14 oyuncunun sözleşmesini devretmemiz gerekmez mi? Buna çok garip bir yaklaşım var. Liglere 15 Ağustos’ta başlayacağımızı söylediler. Hangi adam bunu düşünebilirdi ama onlar da düşündü. Tanrıya şükür 11 Eylül’dü. Bazı şeyleri anlayamıyorum. Fenerbahçe’yi böylesine yalnızlığa ve yönetime götüreceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bir orta yol bulun. Finansal olarak, elimizdeki imkanlarla yapıyoruz. Şimdi desteğe ihtiyacımız var. Ama biz onları yakaladık, gösterelim onlara anlatırlarsa bambaşka bir boyuta gider. Fenerbahçe taraftarlarına ve derneklerine teşekkür ederim. Kulüp hareket etmeden toplumu destekledi. Fenerbahçe’nin büyüklüğünü bir kez daha gördük. İçinde bulunduğumuz ruh hali Türk futboluna fayda sağlamıyor. Daha sürdürülebilir bir modele geçmeliyiz. Taraftarlarımız kombinasyonu anlatıyorlar, maça gitmesek bile sorun olmaz diyorlar. Talimat, onu birleştirmemeniz için geldi. Taraftarlar maça gitmeyecek. Ona göre maddeyi koydunuz. Hayranlar katkıda bulunmak istiyor. Formalarımıza büyük ilgi var. İş adamları bizi desteklemek istiyor. Şimdiye kadarki en küçük destekçiden en büyük işadamına kadar kenetlenmesi gerekiyor. Bu sistem hile yapmaya ve hurdaya çıkarmaya yol açar. Bu sistem 1900 liralık anlaşmaları zorluyor, kaç liralık anlaşmaları zorluyor bilmiyorum, gerekirse yapabiliriz ama yaparsak herkes ağzını açar. Bu iş insanları hile yapmaya itiyor. Bu böyle gitmez. Hayranlarımıza dikkat etmelerini söylüyorum. Bizi yalnızlığa itmeye çalışıyorlar. Bu şekilde tepki veren kulüpleri halledebiliriz diyorlar, bizi arayan yok. Oyun burada oynanıyor. Bakalım nereye gidecek ”dedi.

Başkan Ali Koç konuşmasının son bölümünde İtalyan kulüpleri olarak anılan Vedat Muriqi’ye herhangi bir teklif gelmediğini belirtti.

Bora Akyol – Ozan Buğra Koşar