Jeffrey Sachs: Türkiye’nin Savunma Sanayii, NATO İçindeki Dengeleri Değiştiriyor

Amerikalı ekonomist ve Columbia Üniversitesi’nden Profesör Jeffrey Sachs, Türkiye’nin savunma sanayiinde kaydettiği ilerlemelerin, bölgesel ve küresel dengeler üzerinde önemli etkiler yarattığını söyledi. Sachs, bu gelişmelerin Türkiye’nin NATO içindeki rolünü ve ittifakın yapısal dinamiklerini nasıl değiştirdiğini anlattı.

“Türkiye’nin Savunma Sanayiindeki Devrimi”, Sachs’ın ifadesine göre, Türkiye son on beş yılda kendi savunma teknolojisini büyük ölçüde yerlileştirdi. Önceki yıllarda yüksek oranda ithalata dayalı olan savunma sanayii, şimdi insansız hava araçları, zırhlı taşıtlar ve elektronik harp sistemleri gibi alanlarda kendi ürünlerini geliştirebilen bir yapıya kavuştu.

Sachs, Türkiye’nin bu dönüşümünü, uzun vadeli planlama ve yoğun yatırımların bir sonucu olarak tanımladı. Gelişmiş silah sistemleri üretiminde artık ABD, Rusya ve Avrupa ülkeleriyle rekabet edebilen bir konuma geldiğini vurguladı.

Türkiye’nin silahlı insansız hava araçları (İHA) alanında elde ettiği başarıları özellikle önemli bulan Sachs, bu alanda gösterilen performansın, maliyet etkinliği ve operasyonel başarı açısından dünya standartlarında olduğunu belirtti. Türkiye’nin artık bu teknolojiyi dünya genelinde pek çok ülkeye ihraç ettiğini ve bu durumun, küresel savunma sanayi pazarında Amerika ve İsrail’in hakimiyetine meydan okuduğunu ifade etti.

“NATO İçindeki Hiyerarşi ve Bağımsızlık”, Türkiye’nin askeri teknolojideki bağımsızlığının, dış politika üzerinde de bağımsız hareket etme kapasitesini artırdığını söyleyen Sachs, bu durumun bazı NATO müttefikleri tarafından endişeyle karşılandığını aktardı. Türkiye’nin savunma sanayiindeki bu bağımsızlık, ittifak içindeki diğer ülkelerin Türkiye üzerindeki teknolojik ve politik nüfuzunu azalttı.

Jeffrey Sachs, Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki bu gelişmelerin, ittifakın mevcut yapılarını zorladığını ve Türkiye’nin bölgesel güç dengelerinde daha belirgin bir rol oynamaya başladığını dile getirdi. Bu durumun, Türkiye’nin bölgesel ve küresel politikadaki bağımsızlığını pekiştirdiği ve NATO’nun karşılaşmadığı yeni türden stratejik sorunlar yarattığına dikkat çekti.